top of page

rehberi

Ekran%20Resmi%202021-04-02%2022.28_edite

Palamut ve Palamut Deposu

Türkiye’de 18 türünün yaşadığı meşe ağacının meyvesi olan palamut, eski çağlardan bu yana insanlar ve hayvanlar için zengin protein ve lif kaynağı olduğu için besin olarak kullanılır. Diğer yandan Sümerler’den günümüze dericilik ve boyacılıkta da kullanılan bir meyvedir. Özellikle içerdiği tanen maddesi (palamut özü) nedeniyle tabaklamada (sepileme), büyük baş hayvan derilerinin işlenmesinde kullanılır. 

Debbağhane ya da tabakhane denilen deri işleme tesisleri bol su gerektirdiğinden geçmişten bugüne çoğunlukla şehir içinden geçen dere kenarlarına kurulmuştur. Nitekim Bergama’nın meşhur tabakhaneleri de Selinos kıyısı boyunca sıralanmıştı. 1884 tarihli salnamede* “Bergama Kasabasının ortasından Debbağhane Çayı namında bir nehir geçer. Bu nehrin iki tarafında otuz beş Debbağhane vardır.” denilmektedir. *Salname, Osmanlı Devleti'nde resmî ve özel kurumlar tarafından bir sene boyunca gerçekleşen olayları topluca göstermek üzere hazırlanan raporlardır.

Meşe palamudu

1900’lerin ilk yıllarında debbağhanelerde ilkel yöntemlerle yarı işlenmiş hale getirilen deriler Avrupa'ya ihraç edilir ve orada işlendikten sonra büyük fiyat farkıyla geri dönerdi. Batı Anadolu ormanlarında bol miktarda yetişen ve içerdiği tanen maddesi nedeniyle derinin işlenmesinde kullanılan palamut, İzmir'in ihraç ürünleri arasında ilk sıralarda yer alırdı.

Oğlak derisinden yapılan parşömenin anavatanı Bergama’daki tabakhanelerde yapılan üretimde kullanılan palamutlar da Bergama yöresinde bolca yetişiyordu. 1909-1914 yılları arasında Bergama’da 3 bin kişinin palamut işiyle uğraştığı biliniyor.

Bergama'da, 'Tümülüs II'de bulunan meşe yapraklı altın çelenk.

Bergama'da, 'Tümülüs II'de bulunan meşe yapraklı altın çelenk.

Bergama'daki buluntulardan meşe yapraklı altın çelenk.

Bergama'daki buluntulardan meşe yapraklı altın çelenk.

'Tümülüs II'de bulunan meşe yapraklı altın çelenkteki Nike figürü, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde korunuyor.

'Tümülüs II'de bulunan meşe yapraklı altın çelenkteki Nike figürü, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde korunuyor.

Antik dönemlerden itibaren palamudun bölgedeki kıymetini gösteren altından yapılmış meşe yaprağı ve palamut figürleriyle süslü, görkemli taçlar, Bergama tümülüslerindeki kazılarda bulunmuştur. Ayrıca Pergamon kazılarında farklı zamanlara ait taş ve mermer eserler üzerinde meşe palamudu motiflerine rastlanır.

Günümüzde Şen Sineması'nın faaliyette bulunduğu kagir yapı, Yahudi'nin Palamut Deposu olarak biliniyor. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Günümüzde Şen Sineması'nın faaliyette bulunduğu kagir yapı, Yahudi'nin Palamut Deposu olarak biliniyor.

Dericilikte kullanılan meşe palamutları, tabakhanelere yakın yerlerdeki palamut tüccarlarının depolarında saklanırdı. Önceleri kışlık Yıldız Sineması, günümüzde de Şen Sineması olarak kullanılan kâgir yapı Yahudi Mahallesi’nde inşa edilmiş iki büyük hangardan oluşan bir palamut deposuydu ve halk arasında Yahudi’nin Palamut Deposu olarak bilinirdi. Yapı, 20. yüzyılın ilk yarısında tütün deposuna, 1950’lerde ise sinemaya dönüştürüldü.

Türkiye’de palamut üretiminin % 70’ten fazlası Ege Bölgesi’nde yapılıyor. Günümüzde tüm Türkiye’de yaklaşık 15 bin tonluk palamut kapasitesi bulunuyor. Oysa 1890’larda sadece İzmir civarında bu miktar 55 bin ton civarındaydı. 1950’lerde dünya palamut ticaretinde Türkiye’nin payı % 73 civarında olmasına karşın günümüzde uluslararası talebi karşılayacak üretim, meşeliklerin yok edilmesi nedeniyle yapılamıyor.

bottom of page