top of page

rehberi

Ekran%20Resmi%202021-04-02%2022.28_edite

İÇİNDEKİLER

Abacıhan Sokak

Abacıhan Sokak

Bergama’yı da kapsayacak biçimde Manisa, İzmir ve Aydın bölgesini 18. yüzyılın ortalarından 19. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı hükümdarı adına idare eden Karaosmanoğulları’nın vakfı olan Abacı Hanı’ndan adını alan sokak, halk arasında daha ziyade Eski Postane Yokuşu olarak biliniyor. 

Kale Mahallesi’nin eteklerinde ve eski Rum Mahallesi içinde yer alan Abacı Hanı’nda 1853 yılında çıkan yangın, sadece hanı değil, aşağıya doğru üç koldan yayılıp Bergama’nın büyük bir kısmını kül etmişti. Kasabanın en büyük yangını olarak bilinen bu olayda dört yüz kadar dükkân, iki yüz kadar ev ve konak kullanılamaz hale gelmişti. Abacı Hanı yeniden inşa edilmemiş, uzun yıllar boyunca boş kalan alan bayramlarda şenlik yeri olarak kullanılmıştı. Bergamalı Akşit Tedik, orta oyunu ve tuluat ustası İsmail Hakkı Dümbüllü ve ekibinin bu alanda sahne kurup, tiyatro oyunları oynadığını hatırlatıyor.

Kasabanın ilk sinemasının 1925 yılı civarında Bolşevik Cavid Bey (Cavit Gizer) tarafından Abacıhan Sokak’ta kurulduğu biliniyor. Sokağa atfedilen ‘Abacılar İnişi’ adlı bir türkünün yanı sıra Sefa Taşkın tarafından yazılmış ‘Bergama’da Abacıhan Sokak’ adlı bir kitap bulunuyor.

A
Ahmet Akkaya

Ahmet Akkaya

1959, Aziziye Köyü-Bergama doğumlu. Emekli ilkokul öğretmeni.

Ahmet Bozkırıoğlu

Ahmet Bozkırlıoğlu

Y%25C3%25BCcelTunca_AhmetBozk%25C4%25B1r

1944, Bergama doğumlu. İÜ Edebiyat Fakültesi'ni bitirdi.

Emekli edebiyat öğretmeni. Şiir ile ilgileniyor.

Babası Ali Bozkırlıoğlu, İstiklal Meydanı'nın bitişiğindeki Yıldız Sineması'nın yer sahibi ve bir dönem işletmecisiydi.

Ahmet Hepvar

Ahmet Hepvar

1960, Bergama doğumlu. Çiftçilik yapıyor.

Ahmet Süter

Ahmet Süter

1927, Bergama doğumlu. 1973-1977 yılları arasında Bergama Belediye Başkanı, 1983-1987 yılları arasında da Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) İzmir Milletvekili olarak görev yaptı. 

Akasya Park
Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi'nin Akasya Park'ta düzenlediği bir fanzin sergisi. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

Akasya Park

Kurtuluş Mahallesi’nde bulunan ve Roma Hamamı kalıntılarına, Aristonicus heykeline ve Topçu Kışlası’na küçük bir tepenin üzerinden bakan 5556 m2  büyüklüğündeki parkta yer alan kafeterya, 2019 yılının Nisan ayından itibaren Arslançelik ailesi tarafından Akasya Park Coffee&Kitchen adıyla işletiliyor.

Akasya Park. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019
Akif Ersezgin

Akif Ersezgin

1947, Bergama doğumlu. Demokratik Sol Parti (DSP) adayı olarak girdiği seçimleri kazanarak 1999-2004 yılları arasında Bergama Belediye Başkanlığı yaptı. 2006-2010 yılları arasında Karşıyaka Spor Kulübü başkanı olan Ersezgin, müteahhitlik yapıyor.

Akşit Tedik

Akşit Tedik

Akşit Tedik. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020
Tedik ailesinin üretimini yaptığı ilk patoz.

1936, Bergama doğumlu. Kınık Caddesi üzerinde, Meyhane Boğazı mevkiindeki eski Bergama Sanat Okulu’ndan 1951 yılında tesfiyeci olarak mezun oldu. Tornacılık yaparak başladığı çalışma hayatına Türkiye’nin önde gelen patoz (harman makinesi) üreticilerinden biri olarak devam etti. Geri dönüşüm alanında bantlar ve cam kırma makineleri üretti.

İş hayatı dışında müziğe duyduğu ilgiyle de tanınan Akşit Tedik, kendini Bergama Halkevi’nde geliştirdi; 1950’lerin başlarında Türk Halk Müziği ve sonrasında Türk Sanat Müziği çalışmaları yaptı. 17 Ekim 1954’te Cumhuriyet Sineması’ndaki Perihan Altındağ Sözeri konserinde uvertür olarak sahneye çıktı. 

Alaeddin Şensoy

Alâeddin Şensoy

Alaeddin Şensoy

1932, İzmir doğumlu. 1937 yılında ailesi ile birlikte Bergama'ya yerleşti. Gerçek adı olan Alâeddin, zaman zaman plaklarda, afişlerde ve basında Alâaddin olarak geçer.

 

Alâeddin Şensoy, 1949 yılında İzmir Radyosu’nun sınavını kazanıp, radyoda göreve başlayıncaya kadar 12 yıl Bergama'da yaşadı, babasına ait Bodrumüstü Mevkii’ndeki lokantada çalıştı. İlk müzik derslerini TRT İzmir Radyosu’nda aldı. Teori, solfej, üslup, repertuvar çalışmaları; Türk Müziği'nin formları üzerine yazılı analizler yaptı. Besteci, 1960 yılında aldığı bir plak teklifi sonrasında İstanbul’a yerleşti.

TRT İstanbul Radyosu’nun sınavlarını kazandı ve sanatçı kadrosuna alındı. Bestekârlığa da başladığı 1960 yılından sonra sayısı 100’den fazla 45’lik ve 33’lük plak çıkardı, radyo yayınlarında solist ve korist olarak icrada bulundu. 1962’de, daha önceden Bergama’da tanıştığı Ayhan Şensoy ile evlendi, iki çocukları oldu. Profesyonel sahne çalışmalarına 1966 yılında başladı. Kısa sürede kazandığı büyük başarı ile gazinolarda sahne aldı ve Amerika, Asya, Avrupa ve Avusturalya’yı kapsayan turnelere katıldı. Avusturalya turnesinde Sydney Opera House’da sahneye çıkan ilk Türk Müziği sanatçısı oldu. Şensoy, 1997 yılında İzmir’de hayatını kaybetti.

Ali Bozkırlıoğlu

Ali Bozkırlıoğlu

Ali Bozkırlıoğlu. Fotoğraf: Ahmet Bozkırlıoğlu aile albümü

1896, Konya doğumlu. Yedi yaşındayken ailesiyle Bergama’ya yerleşti. Pek çok yerde lisenin olmadığı yıllarda iyi bir tahsil anlamına gelen rüştiye (ortaokul) mektebinden mezun olan Bozkırlıoğlu, asıl mesleği olan çiftçiliğinin yanı sıra toprak sahibi olduğu yazlık Yıldız Sineması’nın bir dönem işletmeciliğini de yaptı. 

Ali İhsan Güngül

Ali İhsan Güngül

Ali İhsan Güngül. Fotoğraf: Ali İhsan Güngül aile albümünden.

1930, Dikili doğumlu. 1939’daki büyük bir yıkıma neden olan Dikili Depremi sonrasında anne ve babasıyla beraber dedesinin Bergama’daki evine yerleşti, Zübeyde Hanım İlkokulu’nu bitirip Erkek Sanat Okulu’nda tasfiye bölümüne girdi. Babasının Kurtuluş Savaşı’ndan kalan savaş yaraları nedeniyle çalışamamasından dolayı eğitimini yarıda bıraktı. Elektrikçi ve sinema operatörü olarak çalışmaya başladı. Askerliği sırasında da telsiz tamiri ve bakımı ile nükleer enerji konularında teknik eğitimler alan Güngül, 27 Mayıs Askeri Darbesi sonrasında Bergama’da açılan İnkılabı Koruma, Yaşatma, Yayma ve Halkı Kaynaştırma Bürosu’nda görevlen-

dirildi. Bu dönemde Bergama’nın 122 köyü ile bazı bucaklarına elektrik jeneratörü ile işleyen, 16 mm’lik film çeken ve oynatan makinelerle giderek eğitim, sağlık, tarım, sanayi, toplumsal kalkınma ve genel kültür bilgilerine ilişkin film gösterileri yaptı. Askeri yönetimin sona ermesinin ardından bağlanmak üzere bir kurum aramaya başladı. Kaymakam Mustafa Atak aracılığı ile yaptığı müracaat sayesinde İzmir Valisi Enver Saatçigil’in emri üzerine, 1950’lerde Demokrat Parti tarafından kapatılmış olan Halkevleri’nin yerine açılan Halk Eğitim merkezilerinin Bergama şubesinde, eğitim araçları teknisyeni ve gezici eğitim personeli olarak görevlendirildi.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Ali İhsan Süter

Ali İhsan Süter

Y%25C3%25BCcelTunca_Ali%25C4%25B0hsanS%2

1945, Bergama doğumlu. Bergama Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olduktan sonra ticarete atıldı. Tekstil alanında üreticilik, Bergama Ticaret Odası YK Başkanlığı yaptı. Bergama Kültür ve Sanat Vakfı (BERKSAV) ile Bergama’yı Sevenler Derneği kurucu üyesi ve Bergama İlçesi İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak görev alan Süter’in Bergama Görsel Tarihi adlı bir kitabı bulunuyor. 

Ali Özuyar

Ali Özuyar

1971, Bergama doğumlu. 1996 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Birçok dergide sinema ve tarih yazıları yazdı. Kısa Metraj Üzerine Bir Film ve Bir Cinnet-i Aşk Cinayeti (2003) adlı iki kısa filmin yanı sıra Mahur Özmen ile birlikte 2011 yılında Adalet Oyunu adlı ilk sinema filmini çekti.

Kitapları:

Sinemanın Osmanlıca Serüveni (Öteki Yayınevi, 1996), Babıâli’de Sinema (İzdüşüm Yayınları, 2004), Devlet-i Aliyye’de Sinema (De Ki Yayınları, 2007), Knockaloe ve Meçhul Türkler (İşbankası Kültür Yayınları, 2008), Faşizmin Etkisinde Türkiye’de Sinema (1939-1945) (Doruk Yayınları, 2011), Türk Sinema Tarihinden Fragmanlar (Phoneix Yayınları, 2013), Sessiz Dönem Türk Sinema Antolojisi (1895-1928) (Küre Yayınları, 2015), Sessiz Dönem Türk Sinema Tarihi (1895-1922) (YKY, 2017), Hariciye Koridorlarında Sinema-Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Sinemanın Politik Gücü (YKY, 2019)

Ali Taşkıran

Ali Taşkıran

Ali Taşkıran. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1947, Bergama doğumlu. Talatpaşa Mahallesi'nde doğdu ve yaşadı. Radyo tamirciliği, turist rehberliği ve halıcılık yaptı. Kendisini 68 Kuşağı’ndan bir hippi olarak tarif eden Ali Taşkıran bir dönem Almanya’da yaşadı. İtalya’ya yönelik halı ticareti yaptı, kuzeyden güneye neredeyse tüm İtalya’yı gezdi. Kızıl Avlu’nun karşı köşesinde bulunan yıkık taş evinin bahçesinde, hiç eksik olmayan misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

AltınMadeni

Altın Madenine Karşı Bergama Çevre Mücadelesi

Bergama’yı yaşamsal anlamda 30 yıldır tehdit eden Ovacık’taki altın madenine karşı gelişen direniş hareketi Türkiye’nin bu alandaki ilk büyük çevre direnişi olarak kabul edilmektedir. 1990’ların hemen başlarında şekillenen direniş, bir köylü hareketi olarak tüm dünyaya sesini duyurmayı başarmış, 1996 ile 1998 yılları arasında ciddi anlamda güçlenmiş ve fakat her ne kadar tehlike bertaraf edilememiş de olsa 2000’lerin başlarından itibaren zayıflamıştır. Günümüze kadar üç kez el değiştiren altın madeninin işletmecileri bugün halen kapasite artışı, yeni maden sahalarının oluşturulması ve yeni siyanür havuzları taleplerinde bulunmakta ve bunlar için gerekli izinleri çıkartabilmekteyken, Bergama çevre hareketinin aktivistleri de çeşitli eylemler ve hukuki yollar üzerinden direnişlerini sürdürmektedir.  

Tamamını okumak için tıklayınız...

Arnavut Mahallesi

1912-13 yılları arasındaki Balkan Savaşları sonrası ve 1921-26 yılları arasındaki göç ve mübadelelerle Anadolu’ya gelen Müslüman halklar arasında Arnavutlar da bulunmaktaydı. Özellikle 1921 sonrasındaki göçlerle gelen Arnavutlar’ın önemli bir kısmı Kuzey Ege’ye yerleştirildi. Bu göçlerin son noktalarından biri de Bergama’ydı. Rum nüfusun Bergama’dan uzaklaştırılmasıyla büyük ölçüde boşalmış olan Akropol eteklerinde yer alan Kale Mahallesi’ndeki haneler, çoğunluğunu Arnavutlar’ın oluşturduğu göçmen ailelere verildi. Mahalledeki Arnavut hâkimiyeti bu bölgeyi 1970’lerin sonlarına dek sosyal ve siyasal anlamda belirledi, dönemin ülkücü hareketinin Bergama’daki merkezi haline getirdi.

Arnavutlar’ın yerleştirildiği mahalledeki Meyhane Boğazı mevkiine açılan bir caddeye, İttihat ve Terakki hareketine yakınlaştığı dönemde başında bulunduğu Hareket Ordusu ile 1909’da İstanbul’a gelerek II. Abdülhamit’i tahttan indiren ve hemen sonrasında Balkanlar’da 1909-11 yılları arasında ardı ardına patlak veren Arnavut isyanlarından 1911’deki Malisör isyanını kanlı biçimde bastıran Mahmud Şevket Paşa’nın adının verilmiş olması ilginçtir.

Günümüzde Arnavut toplumunun bireyleri Kale Mahallesi’nden ziyade şehrin 1970’lerden sonra oluşan merkez bölgelerinde yaşamaktadır

Arnavut Mahallesi
Asklepion

Asklepion

Asklepion. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

Antik Yunan mitolojisinde tıp tanrısı Asklepios adına kutsanmış şifa tapınaklarına verilen isimdir. Bu tapınaklar, hastaların ruhsal ve fiziksel olarak şifa bulmak için gittikleri yerlerdi.

Rodos, İstanköy, Atina ve Bergama’da Asklepios adına yapılan tapınaklardan günümüze kadar ayakta kalan tek Asklepion Bergama’dakidir.

Bergama’daki Asklepion’un MÖ 4.yy’da kurulduğu düşünülmektedir. 9 yüzyıl boyunca aktif olarak kullanılan Asklepion, Geyikli Dağı’ndaki bir vadi içindedir ve şifalı su kaynaklarına sahip olduğu söylenmektedir. Bergama Asklepion’u, Satyrosk ve Galenos gibi ünlü hekimlerin yetiştiği bir tıp okulu ve dünyanın ilk psikiyatri hastanesi olarak kabul edilir.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Atmaca Mahallesi

Atmaca Mahallesi

Bergama’nın en köklü mahallelerinden biridir. 1500’lü yılların başlarında 8600 kişinin yaşadığı bu kalabalık mahalle, yaklaşık on beş yıldır hızla nüfus kaybetmektedir. Atmaca’da, 2019 yılı verilerine göre 2150 kişi yaşamaktadır.

Bir tarafı Asklepion’a yaslanan, aşağıda Şadırvan Camii civarına kadar inen, bir diğer taraftan Virankapı mevkiindeki kazılarına tam olarak başlanmamış Türkiye’nin üç amfi tiyatrosundan birinin bulunduğu alana uzanan Atmaca Mahallesi, İsmail Bergamalı, Zeki Şenlendirici, Ergün Şenlendirici, Hüsnü Şenlendirici, Murat Gezgin, Tüdanya gibi ünlü müzisyenleriyle tanınır.

Dursun Özden, Bergama Güzellemesi-Uygarlık Burcu Bergama adlı kitabında mahalleden şöyle bahsetmektedir: “Yaşadıkları yer ilginçtir Romanların. Bilirsiniz müzikal bir varoluşları vardır onların. Hayata müzikle tutunurlar. (…) Ve su ve müzik ile tedavinin yapıldığı bir hastanenin yakınında bir Roma Tiyatrosunun yanında, Romanlar Mahallesi var. Romanların bugün yaşadığı yer, Atmaca Mahallesi olarak adlandırılıyor. Romalıların 2000 yıl önce yaşadıkları villaların üzerinde konumlanıyorlar. Eskiden seçkinlerin evi, şimdi onların evi. Orada belki ekonomik açıdan yoksul ama hayat zenginliği açısından müthiş zengin bir hayat yaşıyorlar. Ve Bergama’nın da neşesi onlar. Hüsnü Şenlendirici’nin babası Ergun Şenlendirici Caddesi Atmaca Mahallesinin en belirgin yerindedir. Yine Hellenistik taşlar ile yapılmış bir Osmanlı Camisi olan Laleli Camisi orada yer alır. Ve pencerelerden gelen klarnet, keman ve darbuka sesleri, sizi renkli hayatın hoş görseli ile buluşturur. Bu mahallede ünlü klarnet üstatlarını tanımanız mümkündür.”

Ayhan Asık

Ayhan Asık

Ayhan Asık. Fotoğraf: Şahin Asık-2016

1957, Bergama doğumlu. Ağabeyi Yılmaz Asık ile birlikte uzun yıllar sinemacılık yaptı. Kışlık Şen Sineması’nın, oğlu Şahin Asık’tan önceki işletmecisi. Emekli.

Ayşen Ermiş

Ayşen Ermiş

Ayşen Ermiş. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1963, Bergama doğumlu. Bergama Lisesi’nden mezun olduktan sonra 1980 – 1982 yılları arasında Bergama Tütüncüler Bankası’nda çalıştı. Elektrikçi İlhami Ermiş ile evlenmesinin ardından çalışmayı bıraktı. Bir kızı ve bir oğlu olan Ayşen Hanım, eşi İlhami Bey ile birlikte Ermiş Elektrik’i çalıştırmaktadır. 

Bakırçay Ovası

Bakırçay Ovası, Soma yakınından başlar, Dikili-Çandarlı arasından denize kadar uzanır. Ova, adını aldığı Bakırçay’a (eski adıyla Kaikos) karışan birçok çayın da sayesinde sulak, verimli bir ovadır.

Bakırçay, Balıkesir’in güneyindeki Ömer Dağı’ndan doğar. Manisa Kırkağaç’taki Bakır Beldesi’nden geçerken Bakırçay adını alır. 128 km uzunluğundaki nehir, Madra ve Yunt dağlarının arasından Bergama Ovası’na ulaşır. Kestel, Selinos, Sinır derelerini kendine katarak Zeytindağ Ovası’na girer. Burada da Boğazasar (Sanazmak) deresiyle birleşir ve Çandarlı Ovası’ndaki Dalyan Gölü’nün ortasına yapılan taş setler arasından Ege Denizi’ne dökülür.

Bakırçay Havzası’nın ünlü ovaları şöyle sayılabilir: Gelemhe, Karakurt, Kırkağaç, Soma, Kınık, Turanlı, Bergama, Zeytindağ ve Çandarlı ovalarıdır. Bergama’nın ovaları ise Vakıflar Ovası, Eğrigöl Ovası, Bülbüllü Ovası ve Bakırçay ile Manisa’ya doğru açılan Araplar Ovasıdır.

Son yıllarda Soma’daki kömür madenlerinin, yörede yer alan çok sayıdaki salça fabrikasının atık suları ve tarımda kullanılan kimyasal maddeler nedeniyle büyük oranda kirlenmiş olan Bakırçay’daki oksijen oranının kritik seviyelere inmesi zaman zaman toplu balık ölümlerine sebep oluyor. Kostik ve kömür atığı başta olmak üzere çeşitli kirleticiler, dere çevresinde ekolojik dengeyi geri dönülemez biçimde bozuyor.

Bakırça Ovası
B

Baküs Töreni

1945 yılında Pergamon Akropolü’ndeki 15 bin kişilik antik tiyatroda Mahir Canova’nın yönetmenliğinde, ortaokul öğrencilerinin rol aldığı Baküs Töreni temsili yapılmıştı. Bu temsilin, dünyanın en dik eğimli antik tiyatrolarından Akropol Tiyatrosu’nda yapılması oldukça dikkat çekicidir. Yunan Mitolojisi’nde Şarap Tanrısı (Bağ Bozumu Tanrısı) olan Baküs'e (Dionysos) adanmış tapınağın, tiyatronun hemen bitişiğinde yer alması ve çok tanrılı inanışlarda Baküs’ün şarap tanrısı olmasının yanında eğlence, tiyatro, şehvet ve hatta kaos tanrısı olduğuna inanılması, temsilin burada yapılmasını daha da anlamlı kılmaktadır.

Baküs törenleri ya da şenlikleri olarak bilinen antik dönemin bu önemli ayinleri dört mevsimde de yapılmıştır ama içlerinden en önemlisi bağ bozumu şenlikleridir. Önce biranın nasıl yapıldığını, ardından da üzümden şarap yapıp içmeyi öğrenen dönemin halkları Baküs’ün, sembolü olan asma ağacı gibi mevsim dönüşlerinde ölüp yeniden doğduğuna, haz ve acı arasında iki uçta gidip geldiğine; bazen iyi yürekli, bazen de çok kötü olabildiğine inanmaktadırlar. Bu yüzden Baküs tapınması da eğlenceli fakat aynı zamanda vahşi öğeler içerir. Şarabın ve tiyatronun tanrısı kendisine tapanlara sevinç ve özgürlük verebildiği gibi yıkımı da getirebilmektedir.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Bakü Töreni

Balkan Harbi

8 Ekim 1912 ile 10 Ağustos 1913 tarihleri arasında yaşanan; önce Bulgaristan, Sırbistan, Yunan ve Karadağ krallıklarının oluşturduğu Balkan Birliği’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nun Balkanlar’da hüküm sürdüğü toprakları geri almasına; sonrasında ise bu kez Sırbistan, Yunan ve Karadağ krallıklarının Romanya Krallığı ile birleşerek Bulgaristan Krallığı’na saldırmasına; bu durumdan yararlanan Osmanlı’nın Edirne ve Kırklareli’yi geri almasına sahne olan savaşlardır.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Balkan Harbi
Bekir Sıtkı Avdan

Bekir Sıtkı Avdan

Bekir Sıtkı Avdan. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1938, Bergama doğumlu. İstiklal Madalyası sahibi Mahmut Celal Avdan’ın oğlu; Bolşevik Cavid Bey’in eşi Hatice Hanım’ın kuzeni. Kabataş Erkek Lisesi’nde okudu. Emekli esnaf.

Bergama/Pergamon

Ege Bölgesi’nin kuzey batısında yer alan Bergama, Bakırçay’ın kuzeyinde, antik Pergamon kentinin üzerine kurulmuştur. Doğusunda Soma ve Kınık, kuzeyinde Burhaniye ve İvrindi, batısında Ayvalık ve Dikili, güneyinde ise Aliağa bulunur. İzmir şehir merkezine 107 km ve en yakın deniz kıyısına 30 km uzaklıktadır.

18’i ilçe merkezinde olmak üzere toplam 137 mahallesi vardır. Yüzölçümü itibariyle İzmir’in en büyük ilçesidir. 

2019 yılı verilerine göre nüfusu, yaklaşık 60 bini merkezde olmak üzere 103.867’dir.

Kentin yerleşim tarihi MÖ 3000’lere, Eski Tunç Çağı’na kadar uzanır. Antik metinlerde Pergamon adı ilk defa Ksenophon’un (MÖ 400-399’da Pergamon’a gelmiştir.) ‘Onbinlerin Dönüşü’ adlı eserinde geçer.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Pergamon Akropolü'nün eteklerinden Selinos Çayı'na ve oradan Bakırçay Ovası'na uzanan Bergama. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019
Bergama/Pergamon

Bergama Halkevi ve Halkevleri

‘Milli kültürü yükseltecek milli müesseselerden biri’ olarak ilan edilen ve modernleşmenin en önemli simgelerinden olan Halkevleri, Kemalist reformlara kayıtsız kaldığı için kapatılan Türk Ocakları’nı ikame etmek için 1932’de açılmaya başlanmıştı. Bergama Halkevi de 22 Şubat 1934 yılında Cumhuriyet Meydanı’ndaki binasında faaliyete başladı.

Mehmet Ali Sunu başkanlığında açılan Bergama Halkevi’nin 15’i kadın, 429 erkek üyesi vardı. 13 Nisan’da Mustafa Kemal Atatürk’ün de ziyaret ettiği Bergama Halkevi’nde kurulan etkinlik kolları, köylerde taramalar yaparak folklorik derlemeler oluşturmaya, temsiller, sergiler, konferanslar düzenlemeye başlamıştı. Büyük salonu, tiyatro oyunlarına, gösterilere ve film gösterimlerine uygun sahnesiyle Bergama’nın kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilecek kapasiteye sahipti.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Bergama Halkevi Müzik ve Folklor Kolu-1942/Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi
Bergama Halkevi ve Halkevleri

Bergama Kermesi

Bergama'nın tarihsel, kültürel ve doğal güzelliklerinin tanıtılması amacıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı yerel bir festivaldir. Türkiye’nin ilk, dünyanın ise Fransa'nın Nice şehrinde yapılandan sonra ikinci yerel festivali olduğu söylenmektedir. İlki 1937 yılında gerçekleştirilen Bergama Kermesi, 2019 yılına kadar her yıl aralıksız devam etmiş, 2020 yılında Kovid-19 pandemisi nedeniyle sembolik bir biçimde yapılmıştır. 

Adının Türkçe kökenli mi olduğu yoksa Fransızca’dan mı geldiği konusunda uzun yıllar tartışılan Kermes şenlikleri, her yıl mayıs ayının sonu ya da haziran ayının başlarında, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen konukların da katılımıyla düzenlenmektedir.

Eyüp Eriş’in kaleme aldığı ve Bergama Belediyesi Kültür Yayınları tarafından 2011 yılında basılan Kermeslerle Bergama’nın Yakın Tarihi adlı kitap Kermesler’in 75 yıllık tarihini tüm detaylarıyla ele almaktadır. Diğer yandan yine Bergama Belediyesi’nin 2018 yılında Nebil Özgentürk’e hazırlatıp DVD-kitap olarak yayınladığı Tarihin Işığında Cumhuriyet’in İlk Şenliği Bergama Kermesi belgeseli de Kermesler’in 80 yıllık tarihini anlatır.

Bergama Kermes

Bergama Kültür Merkezi (BerKM)

Bergama’nın merkezinde, tasarımı mimar Emre Arolat tarafından yapılıp eski otogar arazisi üstüne inşa edilen, açılışı 2016 yılında gerçekleştirilen Bergama Kültür Merkezi (BerKM), köklü kültürel bir tarihe sahip Bergama’nın önemli bir eksiğini gidermektedir. Kültür, sanat ve ticaret etkinliklerine olanak tanıyan yapının tasarımında antik Pergamon kentinin kral sarayları, sunak ve tapınakları ile Roma forumlarının etkileri görülür.

Yapının merkezinde yer alan kültür binalarını, otopark ve dükkânlar çevrelemektedir. Forum yaklaşımıyla tasarlanan dükkânlar halkın kullanımına yönelik sokakların giriş ve çıkışlarını oluşturur. Bergama Araştırmaları Kütüphanesi ismiyle anılan, kentin geçmişe dönük kaynaklarını barındıran kütüphanenin üst katında açık hava sineması yer almaktadır. Ana binadaki çok amaçlı salon toplantı, sunum, panel, söyleşi ve sahne etkinliklerine ev sahipliği yapmakta, üst katında da iki adet cep sineması film gösterimlerine imkân sunmaktadır.

8 Ekim 2016 tarihindeki açılış törenine vatandaşların yanı sıra emek örgütü temsilcileri, yerel yönetim kadroları ve CHP Genel Başkanı dahil kimi politikacıların da katıldığı BerKM’deki ilk konseri piyanist İdil Biret vermiştir.

Bergama Kültür Merkezi

Bergama Lisesi

Bergama’nın en güzel tarihi yapılarından olan ve günümüzde Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü tarafından kullanılan Bergama Lisesi binasının inşasına 1914 sonrasında başlanmıştır. Rum mimar Mitros tarafından yapımına başlanan yapı, kesme taşlarla örülmüş, Bergama’nın antik dönem mimarisine gönderme yapan sütunlarla bezenmiştir.

Nağme Ebru Aydeniz yapının mimari özelliklerini şöyle anlatmaktadır: “Kesme taştan yığma sistemde iki katlı olarak inşa edilen yapıda, bu dönemde yaygın olan üçlü pencere düzeni kullanılmış, pencere içine sütunlar ve üzerine kornişler yerleştirilmiştir. Eşit fonksiyon içeren hacimlerin pencereleri, katlarda biçimsel zenginlik kaygısı ile farklı şekillendirilmiş, alt kat sütun ve süslemelerinde mermer, üst kat sütun ve süslemelerinde ise taş kullanılmıştır. Simetrinin hakim olduğu yapıda giriş açıklığı, yüksek bir merdiven, açıklığın iki yanında mermer sütunlar ve üzerinde korniş ile özellikle vurgulanmıştır. Sütunlu köşe süslemeleri ve saçak kısmında yer alan silme, tüm cephelerde devam etmektedir. Yapıyı donatan fonksiyonel amaçtan uzak dekoratif öğeler, yapıldığı dönemin en karakteristik unsurlarıdır.”

Tamamını okumak için tıklayınız...

Bergama Lisesi
Bergama Lisesi

Bergama Müzesi

Pergamon Akropolü’nde 1878-86 yılları arasında C. Humann ve A. Conze tarafından resmî kazıların başlatılması ve ardından Asklepion’da da kazı faaliyetlerine geçilmesi sonucu ortaya çıkartılan eserlerin sayısı arttıkça bunların korunması amacıyla bir müze binasının yapılmasına gereksinim duyulmuştur.

1924 yılında arkeolojik eserlerin bir bölümü, şehir merkezinde yer alan ve 1934 yılında Halkevi binası olarak kullanılmış olan binaya nakledilerek sergilenmeye başlanmış ve müzecilik hizmeti verilmeye çalışılmıştır. 1928 yılında bu müzenin yönetimine Osman Bayatlı getirilmiştir. Bayatlı arkeolojik eserlerin yanında bölgenin yakın dönem yaşam kültürüne ışık tutan etnografik eserleri de müze eser koleksiyonuna dahil etmiştir.

1932 yılında Bergama’ya gelen Mareşal Fevzi Çakmak’ın bir müze kurulması için verdiği talimat üzerine, Türk-Alman işbirliği çerçevesinde mimarlar Bruno Meyer ve Harold Hanson tarafından Zeus Sunağı planından esinlenen bir projeyle, eski bir mezarlık alanı olan bugünkü yerinde İzmir Valisi Kazım Dirik’in istemiyle müzenin temeli 1933 yılında atılmıştır. 30 Ekim 1936’da yapımı tamamlanan Bergama Müzesi’ndeki arkeolojik eserlerin büyük çoğunluğunu Akropol, Asklepion, Kızıl Avlu (Serapeion), Musalla Mezarlığı alanında yapılan kazılarda bulunan eserler oluşturmaktadır. 

Bergama Müzesi

Bergama Sümerbank Tekstil Fabrikası/Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikası

Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikası (Sümerbank)’nın yapımına 1954 yılında başlanmış ve açılışı 1960 yılında dönemin başbakanı Adnan Menderes tarafından yapılmıştır. Adnan Menderes fabrika açılışını yaptıktan 10 gün sonra 27 Mayıs Askeri Darbesi’yle Demokrat Parti Hükümeti iktidardan düşürülmüştür.

Açıldığı günden itibaren binlerce Bergamalı’ya iş olanağı sağlayan fabrika, kentin bu çaptaki ilk ve uzun yıllar boyunca da tek olacak olan sanayi kuruluşu özelliğini taşır.

Ana fabrika binası ile beraber idari bina, sosyal tesisler, lojmanlar, depolar, atölyeler ve kreş gibi destekleyici unsurları da barındıran 210 dönümlük alanda faaliyet gösteren fabrika Bergama’nın ticari, siyasi ve sosyal hayatında derin etkiler yaratmıştır.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Fabrikası. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019
Bergama Sümerbank Tekstil Fabrikası

Beytullah Özyıldız

Beytullah Özyıldız. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1942, Bergama doğumlu. Eski sinema makinistlerinden. Güven Sineması’nı çalıştırmıştı. Günümüzde Osman Bayatlı Caddesi’ndeki Güven İş Elektrik’in sahibi.

Beytullah Özyıldız

Bilge Aslanboğa

1963, Bergama doğumlu. Eski sinema makinisti ve işletmecisi Aslanboğa, 2020 yılında Bergama’da hayatını kaybetti.

Bilge Aslanboğa
Bilge Aslanboğa

Bilgin Yasa

1944, Bergama doğumlu. Emekli. Tohum üreticiliği ve çiftçilik yapıyor.

Bilgin Yasa
Bodrumüstü

Bodrumüstü

Hadrianus Tünelleri'nin üst kısmı; Bodrumüstü mevkiinin bir bölümü. (180° panoromik) F: Yücel Tunca-2018

Evliya Çelebi'nin ‘Ne yerde, ne gökte’ dediği Bergama’daki Bodrumüstü denilen mevki, İstiklal Meydanı’nın, içinden Selinos Çayı’nın aktığı tonozların (çifte bodrumlar) üzerinde kalan bölümüdür. Bodrum Köprüsü veya Bergama Köprüsü olarak da bilinen, inşa tarihi kesin olarak bilinmeyen tünellerin 2. veya 3. yüzyılda inşa edildiği varsayılmaktadır. Roma İmparatoru Hadrianus zamanında, yani 117 ile 138 yılları arasında tasarlandığı bilgisi vardır.

Biri 9 m, diğeri 7.5 m yüksekliğe sahip 196 m uzunluğundaki tonoz yapısının oluşturduğu tüneller türünün dünyadaki en büyük altyapı örneğidir. Selinos Çayı’nın bu tonoz yapısı ile yeraltına alınması sayesinde Serapis Tapınağı’nın avlusu büyük ölçüde genişletilebilmiş, Pergamon Akropolü ile tepenin yamaçlarındaki yerleşim düzlüğe doğru kesintisiz yayılabilmiştir. Günümüzde, bu kesme taşlardan yapılmış tünellerin üstünde evler, dükkânlar, cadde ve sokaklar bulunmaktadır.

Bodrumüstü mevkiini oluşturan yaklaşık 2 bin yıllık köprünün üstünden günümüzde, Kozak Yaylası’nın ekolojik dengesini bozan, canlı yaşamını tehdit eden çok sayıdaki taş ocağından aldıkları tonlarca ağırlığa sahip granit kütlelerini taşıyan kamyonlar geçmektedir. Taş kamyonlarının Cami Kebir Caddesi ile Kınık Caddesi eksenindeki geçiş güzergâhında olan tarihi tonozlar ciddi bir risk altında bulunmaktadır.

Hadrianus Tünelleri (Bodrum Köprüsü) ve üst kısmında bir bölümü görünen Bodrumüstü mevkii. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Bolşevik Cavid Bey (Cavit Gizer)

1888, Manastır doğumlu. Bergama'ya ne zaman yerleştiği bilinmiyor. 1926 yılına ait Bergama Ticaret ve Sanayi Odası Tüccarân Hüviyeti'nde babasının adının Rıza olduğu yazılı. Aynı belgede Cumhuriyet Oteli'nin yanı sıra bir kahvehane, bir sinema ve bir 'bağçe'si olduğu belirtiliyor. Esas işi tütüncülük fakat 1925 ile 1950 yılları arasında üç farklı mekanda sinema işlettiği biliniyor. Kendisinin ve Bergama'nın ilk sinemasını Abacıhan Sokak'ta açan Cavid Bey, 1930'larda İstiklal Meydanı'nda Cumhuriyet Sineması'nı ve hemen arkasındaki alanda da yazlık Yıldız Sineması'nı kuruyor ve işletiyor.

Cavid Bey, İstiklal Savaşı gazilerinden Mahmut Celal Avdan'ın kız kardeşi Hatice Avdan ile evlendi. Çocuklarının adı Nermin Kalay.

Soyadı kanunu sonrasında Gizer soyadını alan Cavid Bey, 1950 yılında verem nedeniyle hayatını kaybedene kadar Cumhuriyet Sineması'nı işletmeye devam etti.

Bolşevik Cavid Bey
Cavit Gizer (Bolşevik Cavid Bey) Fotoğraf: Nermin Kalay aile albümünden
Buse Atalayın

Buse Atalayın

Buse Atalayın. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1994, Bergama doğumlu. Bergama Kültür Merkezi kompleksinde bijuteri ve hediyelik eşya satışının yapıldığı Miss Buse adlı iş yerinin sahibi.

Bülent Türkmen

Bülent Türkmen

Bülent Türkmen. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü’nden mezun oldu. Aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. 2001-06 yılları arasında, 2010 yılında Yortanlı Barajı suları altında bırakılan, Bergama sınırları içindeki Allianoi kazılarında görev aldı. Edirne’de Hadrianapolis Roma Dönemi sur kazıları, Edirne Sarayı kazıları ve kent içi kazılarında görev aldı. 2012 yılında Bergama Belediyesi UNESCO Dünya Mirası Birimi’nde arkeolog olarak çalışmaya başlayarak Bergama’nın UNESCO Dünya Mirası Adaylık Dosyası’nın ve Bergama Alan Yönetim Planı’nın hazırlanmasında görev aldı.

 

2019 yılındaki yerel seçimlerinin sonuçları uyarınca AKP-MHP ortak adayının belediye başkanı olmasıyla Bergama Belediye- 

si'nde ortaya çıkan mobing ve pasifleştirme biçiminde kendine gösteren baskının bir muhatabı da arkeolog Bülent Türkmen oldu. Tüm Bel-Sen İzmir 2 No’lu Şube TİS Hukuk Sekreterliği de yapan Türkmen  2020 yılında Bergama Belediyesi bünyesindeki UNESCO biriminden alınarak Fen İşleri Müdürlüğü Bayındırlık Şantiyesi’nde görevlendirildi. Kamuoyunun tepkisini çeken ve sürgün olarak nitelenen bu görev değişikliği sonrasında Bülent Türkmen sendikal çalışmalarına ağırlık verdi. Tüm Bel-Sen'in 2021'in mart ayında yapılan genel kurulunda Merkez Yönetim Kurulu'na seçildi ve Genel Örgütlenme Sekreteri oldu.

Büyük Buhran

Büyük Buhran

1929'da başlayan (etkilerini ancak 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren) ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden küresel çaplı ekonomik krize verilen isimdir. Büyük Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı etkiler yaratmış, 50 milyon insanın işsiz kalmasına, yeryüzündeki toplam üretimin %42 oranında ve dünya ticaretinin de %65 oranında azalmasına neden olmuştur.

Cavit Sarsılmaz

1931, Bergama doğumlu. 1965 yılında Münevver Sarsılmaz ile evlendi. Ogün, Ayşe ve Onur adını verdikleri üç çocukları oldu.

 

Bergama’da Sinemacı Cavit olarak biliniyor. 40 yıl boyunca Ferah (yazlık), Yıldız (kışlık), Melek (yazlık) ve Onur (yazlık) sinemaları gibi çok sayıda sinema işletti ve bu alanda bir fenomen haline geldi. Kurduğu kışlık Yıldız Sineması günümüzde Şen Sineması adıyla Şahin Asık tarafından işletilmeye devam ediyor. 90'lı yılların başlarında tüm sinemalarını kapatan Cavit Sarsılmaz, hayatının son yıllarını sinemadan uzak geçirdi.

1996 yılında geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybetti.

Cavit Sarsılmaz
C-Ç-E
Cavit Sarsılmaz ve eşi Münevver Hanım, ilk çocukları Ogün ile birlikte. 1968

Cengiz Kızılık

Cengiz Kızılık. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Bergama ve çevresini 1919-1922 yılları arasında işgal eden Yunan ordusuna karşı direniş gösteren on dört efeden biri olan Adalı Mehmet Efe’nin torunu Cengiz Kızılık, 1944 yılında Ahmet ve Fatma Kızılık’ın oğlu olarak dünyaya geldi. 

Dedesinin İstiklal Madalyası’nı hep göğsünde taşıyan ve Cengiz Efe olarak tanınan Kızılık, Bergama Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği’nin kurucuları arasındadır.

Cengiz Kızılık, Sümerbank Bergama Tekstil Fabrikası’nda, fabrikanın 1959’daki kuruluş sürecinden başlayarak, emekli olana kadar geçen 26 yıl boyunca işçi olarak çalıştı.

Cengiz Kızılık ve eşi Ayşe Hanım’ın bir kız çocukları ve iki torunları var.

Cengiz Kızılık

Cumhuriyet Meydanı

Meydan, 1928 yılında Ankara’da hazırlanan bir projeye bağlı olarak, genç Cumhuriyet’in Batılılaşma hedefine uygun biçimde, çerçevesi belirgin, geometrik tarzda tasarlanmıştır. 1904 yılında boş bir alan olarak görülen Cumhuriyet Meydanı, 1928 tarihli proje üzerinden, 1934 yılında tamamlanan Halkevi ve park inşası ile biçimlenmiştir. Çok partili döneme geçildiğinde Demokrat Parti tarafından Bergama’daki de dahil olmak üzere tüm Halkevleri kapatılınca (1951) yapı 1958 yılından itibaren Halk Eğitimi Merkezi olarak kullanılmış; bu dönemde önündeki park alanı kaldırılarak yerine bir tören alanı inşa edilmiştir.

1996 yılında, Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın döneminde Cumhuriyet Meydanı, Halk Eğitim Merkezi’nin binası ile arka kısımdaki sinema yapıları ve Tekel deposu yıkılarak yeniden düzenlenmiştir. 1998 yılında tamamlanan, tasarımı Mimar Cengiz Bektaş (1934-2020) tarafından yapılan yeni meydanda su öğesinin, Roma dönemine ait kalıntıların ve sembolik sütunların; Atatürk’ün Bergama’nın sembolleşmiş çağdaş fertleriyle yan yana geldiği heykelin; Bergama’nın antik tiyatrolarına gönderme yapan amfi biçimli oturma alanının kullanılması meydanın resmi karakterini kırmak ve sivilleştirilmek için atılmış adımlar olarak görülmektedir.

Meydan halen resmi törenlerde, mitinglerde, sosyal ve kültürel faaliyetlerde bu biçimiyle kullanılıyorsa da yakın bir zaman dilimi içinde yeniden düzenlenmek üzere projelendirilmektedir.

Cumhuriyet Meydanı

Çamlı Park

Çamlı Park
Çamlı Park'ın düzenleme çalışmaları üç yıldan uzun bir süre içinde tamamlanamadı. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
Y%C3%BCcelTunca_Bergama_DSC03892_web_edi

Bergama Kültür Merkezi’nin karşısında, Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Çamlı Park, kentin sosyal hayatında uzun yıllardır önemli bir yer tutmaktadır. 2019 yılına kadar 277 çam ağacının yanı sıra farklı türlerden 75 civarında ağacın bulunduğu park geçmiş yıllarda içinde konserlerin düzenlendiği, çay bahçelerinin bulunduğu kent merkezindeki tek yeşil alan olagelmiştir.

1900’lerin başlarına kadar şehir mezarlığı olan eğimli alan 1950’li yıllarda parka dönüştürülmüş ve bir bölümündeki güllerle bezeli peyzajından dolayı Gülpark olarak anılmaya başlanmıştır. İlerleyen yıllarda büyütülen, Cumhuriyet Caddesi kenarındaki tek katlı ticari yapıların 1980’lerde yıkılmasıyla günümüzdeki görünümüne kavuşan park, çam ağırlıklı bitki örtüsü nedeniyle Çamlı Park adını almıştır.

14 basamaklı ana girişin iki yanına, Bergama Belediye Başkanı olarak görev yapan Yakup Kaşarcıoğlu (1984-89) döneminde yerleştirilen sütunlar ile park içindeki iki amfi Bergama’nın tarihi kimliğine vurgu yapmaktadır. İki süs havuzu, bir çeşme ve bir de çocuklar için oyun parkı barındıran Çamlı Park’ta Yunus Emre heykeli ile çeşitli boyutlarda sütunlar da yer almaktadır. Çamlı Park, karşısındaki Bergama Kültür Merkezi’ne bir üst geçit aracılığı ile bağlanmıştır.

2018 yılının başlarında parkın yeniden düzenlenmesi projesine iki beton yapının da dahil edilmesi, bu sırada bazı ağaçların kesilmesi eleştirilere sebep olmuştur. Belediye yönetiminin 2019 yerel seçimlerinde CHP’den AKP’ye geçmesiyle parktaki çalışmalar durma noktasına gelmiş, kuruyan ağaçların sayısı artmış, Bergama halkı kent merkezinin bu tek yeşil alanından yararlanamaz olmuştur.

Edip Biröz

Edip Biröz (Sol başta) kızı Nurşen'in nişanında.

1912, Debre-i Bâlâ (Debre, Kuzey Makedonya), Kocacık Köyü doğumlu. 1913 doğumlu Saadet Hanım ile evlendi ve Necati, Nurşen ve Gülşen adlarını verdikleri üç çocukları oldu. Bergama’ya yerleştikten sonra kentin tanınan müteahhitlerinden biri oldu. Kermes Sineması’nı inşa etti ve oğlu Necati Biröz ile birlikte işletti. 1990 yılında Bergama’da hayatını kaybetti.

Edip Biröz
E

Efe Nazım Arslançelik

Efe Nazım Arslançelik (sağda), annesi Musine, babası Özcan ve kardeşi Elif ile birlikte Akasya Park'ın açılışında. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1993, Bergama doğumlu Efe N. Arslançelik (ayakta, sağda) Adnan Menderes Üniversitesi (Aydın) mezunu.

 

Bergama Kültür Merkezi'ndeki SineGama'nın gişesinde çalıştıktan sonra, 2019 yılından bu yana ailesiyle birlikte Akasya Park Coffie&Kitchen’ı işletiyor.

Efe Nazım Arslançelik

Emel Girit

Emel Girit. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1947, Bergama doğumlu. Lise birincisi olarak 1969’da Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ne girdi. Eşi Cem Girit ile birlikte önce Sussex-İngiltere’ye, daha sonra da Princeton-ABD’ye yerleşti. Princeton Üniversitesi’nde biyokimya alanında çalıştıktan sonra, özel ilaç firmalarına geçerek kanser araştırmaları yaptı. Emekliye ayrılan Girit, yılın bir bölümünü ABD’de, bir bölümünü de Bergama’da geçiriyor. Bergama Çevre Filmleri Festivali’nin düzenleyici ekibinde yer alıyor.

Emel Girit

Engin Kuduğ

Engin Kuduğ. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1968, Bergama doğumlu. Annesi Bergama Yardım Sevenler Derneği başkanlığı da yapmış olan Mukaddes Kuduğ, babası ise Doktor Ahmet Kuduğ’dur.

 

Hülya Avşar, Demet Akalın, Orhan Gencebay, Işın Karaca, Deniz Arcak gibi birçok müzisyene verdiği besteleriyle tanınan Engin Kuduğ, İzmir’de ve Bergama’daki aile yadigârı evinde yaşıyor, beste çalışmalarına devam ediyor.

Engin Kuduğ

Erdoğan Ç. Ererez

1957, Bergama doğumlu. Gerçek adı Erdoğan Çakıroğlu. Çocukluk yıllarında Yavuz Yalınkılıç’ın yazıp yönettiği ve Fatma Karanfil ile İzzet Günay’ın başrollerinde olduğu Cesur Kabadayı (Özer Film/1969) filminde rol aldı. 1973-2002 yılları arasında çok sayıda sinema ve TV filminde kamera asistanlığı ve görüntü yönetmenliği yaptı. İbrahim Tatlıses ve Hülya Avşar filmlerinin önemli bir kısmında görüntü yönetmeni olarak görev aldı. En üretken çalışma yılı 1987 yılı oldu ve sadece bir yıl içinde dokuz ayrı sinema filminde görüntü yönetmeni ve kameraman olarak çalıştı.

Erdoğan Ç. Ererez

Ermeniler

571 yılında Persler’e karşı isyanları başarısızlıkla sonuçlanan çok sayıda Ermeni Bizans’a sığındı. Ermeni liderler Konstantinopolis’e giderken, göçmenlerin önemli bir kısmı Bergama’ya yerleşti. Bergama Ermenileri 7. yüzyıla kadar kimliklerini korudular, sonra Bizanslılaştılar. Bergama Ermenilerinin içinden 711-713 yılları arasında hüküm süren bir Bizans imparatoru da çıktı: Philippikos.

Ermenilerin Sünik ve Ararat (Ağrı Dağı) ovasından İzmir civarına göçleri 17. yüzyılda da sürdü. Nazilli, Akhisar, Birgi, Ödemiş, Aydın, Bergama, Kırkağaç, Tire ve Ege bölgesinin diğer yerleşim yerlerine dağılan Ermenilerin göçüyle ilgili 1637’den bir kaynak, Ermenilerin Bergama/Kınık kasabasına Erivan yakınlarındaki Talin’den geldiğini ortaya koymaktadır.

1816 yılında Bergama’ya gelen W. Turner, kentte Ermenilere ait 20 ev olduğunu yazar. 1828 yılında ise kentin yaklaşık 15 bin olan nüfusunun 300 kadarını Ermeniler ve Yahudiler oluşturur.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Ermeniler

Erol Engel

Erol Engel. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1960, Bergama doğumlu. Çalışma hayatına sahibi olduğu Bergama Sürücü Kursu’nda devam eden Erol Engel, Bergama Çevre Platformu sözcüsü olarak bölgenin çevresel ve demokratik sorunlarına karşı uzun yıllardır mücadele yürütüyor.

Engel, 2019 yılında düzenlenen Bergama Çevre Filmleri Festivali’nin düzenleyici ekibinde de yer almıştı.

Erol Engel

Eşref Taşkın

Eşref Taşkın. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1931, Bergama doğumlu. Kore gazisi.

 

İstiklal Meydanı’ndaki Bodrumüstü mevkiinde, dedesinden kalma dükkânda, Yenigün Kahvaltı Salonu’nu 75 yıldır işleten ve halk tarafından Yoğurtçu Eşref olarak tanınan Eşref Taşkın, aynı zamanda klasik müzikten caza kadar gerçek bir müzik tutkunu. Yakın zamanlara kadar kullanmaya devam ettiği motosikletleriyle de biliniyor.

Eşref Taşkın

Eyüp Eriş

1946, Kınık doğumlu. İlk ve ortaokulu Kınık'ta bitirdi. İzmir Atatürk Lisesi’nden sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nden mezun oldu. Tarih öğretmeni olarak çalıştı. 1978'de atandığı Bergama Lisesi’nden 1994 yılında emekli oldu. Habergama gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü sürdürdü; eğitim, tarih ve kültür alanlarında yerel tarih araştırmaları yaptı; tiyatro oyunları ve araştırma kitapları yazdı.

 

Kitapları:

Bergama Uygarlık Tarihi-Bakırçay Üçlemesi, Atatürk Döneminde Bergama, Bergama Söylenceleri, Çandarlı’nın Öyküsü, Turanlı Tarihi, Kozak Tarihi, Kınık Geçmiş Zaman Kayıtları, Bergama Rehberi, Dikili Tarihi, Bergama Tarihinde İnanç Coğrafyası, Kermeslerle Bergama’nın Yakın Tarihi.

Eyüp Eriş

Fahri Petek

Fahri Petek
F-G-H
Profesör Fahrettin Petek (solda), Doğan Özgüden ile Paris'te. 1973 

1922, Rami, İstanbul doğumlu. Tam adı Mehmet Fahrettin Petek. Babası Avni Hilmi Bey, 1922 Yunanistan muhaciri bir eczacı. Annesi Nebile Hanım, İstanbullu. Babası nedeniyle, Mübadele Kanunu’na bağlı olarak ailesiyle, henüz üç yaşını doldurmadan Bergama’ya yerleşti. Avni Hilmi Bey’in Bergama’da açtığı eczane onun ölümünden sonra da çalışmaya devam etti. Fahri Petek de İzmir Atatürk Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Eczacılık Mektebi’ne girdi ve 1946’da mezun oldu. Bergama’da evlendi, Gaye adında bir kızı oldu. 1949 yılında Türkiye’den ayrılıncaya kadar Bergama’da Karadut mevkiinde eczacılık yaptı.

Çocukluğundan itibaren fotoğrafa karşı hep büyük bir ilgisi oldu, Bergama’nın ilk sinemacısı Bolşevik Cavid Bey sayesinde de hem sol düşünceyle hem de diğer bir tutkusu olacak sinema ile tanıştı.

Paris-Fransa’ya yerleşmeden önce, Bergama, İzmir ve İstanbul arasında geçen bir hayat sürdürdü. 1940’ların başlarında Türkiye Komünist Partisi’ne üyeliği kabul edildi. 1946 yılında Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi’ne geçti. O yıllarda da Türkiye’de komünist olmak kolay değildi. Yakın çevresindeki sol harekete bağlı kişilere yönelik üst üste gelen tutuklamalar sıranın kendisine de gelmek üzere olduğunu hissettirince Petek Türkiye’den ayrılmaya karar verdi ve Paris’e gitti.

Türkiye Cumhuriyeti devleti Fahri Petek’i 1961 yılında vatandaşlıktan çıkardı.

Paris Eczacılık Fakültesi’nin biyokimya laboratuvarında doktora için çalışmaya başladı. 1966’da ‘usta araştırmacı’, 1972’de de ‘araştırmalar müdürü’ oldu. 1986’da emekli olana kadar 45’ten fazla bilimsel yayın yaptı, çok sayıda bilimsel kongrede bildiri sundu.

1970 yılında Fransız pasaportu alarak Fransa vatandaşı oldu. Türkiye’ye ancak 1989’da bir turist olarak geri dönebildi.

Paris’teki hayatı boyunca sürgün duygusunu yaşayan Petek dönemin önemli sosyalist ve komünistleri ile siyasi çalışmalar yürüttü.

M. Şehmus Güzel, 2015 yılından itibaren dört yıl boyunca Fahri Petek ve ailesiyle defalarca görüşerek Bergama’dan Paris’e uzanan kişisel ve siyasi hikâyelerini kayıt altına aldı ve bunları Fahri Petek: Bir Hayat, Üç Can adlı kitapta topladı.

Fahri Petek, 24 Aralık 2010’da Paris’te hayatını kaybetti.

Fatma Dalay

Fatma Dalay

1962, Çanakkale doğumlu. Ege Üniversitesi BYYO Halkla İlişkiler Bölümü mezunu. Yüksek lisansını Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Anasanat Dalı’nda, doktorasını Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kazaların Çevresel ve Teknik Araştırması Ana Bilim Dalı’nda tamamladı. 1989-2006 yılları arasında Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema TV Radyo Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı.

2000’li yılların başlarında Bergama’daki sinemalarla ilgili çektiği orta metraj video belgesel İzmir Uluslararası Film Festivali’nde gösterildi.

Editörlüğünü Ahmet Gürata ile birlikte yaptığı Sinemada Anlatı ve Türler (Vadi Yayınları, 2016) adlı kitabı bulunmaktadır.

Feyyaz Yengin

1933, Bergama doğumlu. Cavit Gizer (Bolşevik Cavid)’in kurduğu Cumhuriyet Sineması’nı 1950’den itibaren işleten Mustafa Yengin (Kör Hafız) ve Aliye Yengin’in altı çocuğundan üçüncüsü. Feyyaz Yengin, babasının sağlığında çalışmaya başladığı sinemayı babasının ölümünden sonra da işletmeye devam etti. Cumhuriyet Sineması 1975 yılında kapanınca hayatına muhasebeci olarak devam etti. Mualla Hanım ile evliliğinden Buket, Ercüment ve Bülent adlarında üç çocukları oldu. Feyyaz Yengin, 2008 yılında hayatını kaybetti.

Feyyaz Yengin, eşi Mualla Hanım ve çocukları Buket, Ercüment ve Bülent.
Feyyaz Yengin

Florina

Yunanca’da yeşil anlamına gelen chloron sözcüğünden türetildiği düşünülen Floron/Florina, Kuzey Makedonya’daki Manastır kentinin 30 km güneyinde, Yunanistan sınırları içindedir. Osmanlı Dönemi’nde Yeşilova olarak anılan kent 17. yüzyıldan sonra Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu bir nüfus yapısına sahip oldu. Vasil Kanveç’in 1900 yılına ait notlarında 5 bin Türk, 2 bin 820 Bulgar, bin 600 Çingene, 200’ü Müslüman, 100’ü Hıristiyan olmak üzere 300 Arnavut, 84 Vlach ve 20 Yahudi yaşamaktaydı.

19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başında Florina ve çevresinde, Yunanlılar, Bulgarlar, Sırplar ve Vlachlar arasında, Makedonya’nın parçalanması ve kendi topraklarına katılması amacıyla yapılan yoğun çatışmalar yaşandı. Bu savaşlarda Türk çiftlik sahipleri kendilerini Helenleştirmeye çalışan Yunanlılar’a karşı Bulgar tarafını tuttular.

Balkan Savaşları ile I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Florina ve çevresinden ayrılan Müslümanların bir kısmı Türkiye’ye göç etti. Makedonca-Bulgarca konuşan Hristiyanların birçoğu Sırp veya Bulgarların kontrolündeki topraklara yerleşti. Manastır ve çevresindeki Helenleştirilmiş Vlachlar Yunan idaresindeki bölgelere geçtiler. 1923 Lozan Antlaşması’ndan sonra Anadolu’dan gelen birçok Rum, Florina’daki boş evlere yerleştirildi. Bu tarihten itibaren Florina büyük çoğunluğu Yunanlıların teşkil ettiği bir şehir haline geldi. Bugün 12.000 nüfuslu bir kasaba durumundadır.

Necati Cumalı 1976’da yayımlanan Makedonya 1900 adlı eserinde Florina’dan göç eden ailesinin hikâyesini anlatmaktadır.

Florina

Fuat Tecik

1932, Bergama doğumlu. Emekliliğine kadar sırasıyla Avni Hilmi, Merkez ve Yeni Bergama eczanelerinde çalıştı, kalfalık yaptı. 2011 yılında hayatını kaybetti.

Fuat Tecik

Gazipaşa İlkokulu

Cumhuriyet’in ilanından sonra ilkokul olarak kullanılmaya başlanan yapı topluluğu aslında 19. yüzyılın ikinci yarısında yapılmış, Bergamalı Rumların erkek çocuklarına eğitim veren Arrenagogion’dur. Pergamon Akropolü’nün eteklerindeki, halk arasında Kale Mahallesi olarak anılan yerleşim alanındadır. Anaokulu, ilkokul ve ortaokuldan oluşan Arrenagogion, 1865’te inşa edilen Rum Hastanesi’nin tam karşısına yapılmıştır.

1913-14 eğitim döneminde okulda kız öğrencilerin de bulunduğu bilinmektedir.

Cumhuriyet Dönemi’nde Gazipaşa adı verilen okulda Osman Bayatlı da öğretmenlik yapmıştır. Zamanla yıpranan bina terk edilmiş, 2008-10 yılları arasında İl Özel İdaresi ve Bergama Belediyesi tarafından restorasyonu yapılmıştır.

Bugün Les Pergamon adıyla otel ve restoran olarak kullanılıyor.

Sefa Taşkın tarafından kaleme alınan ve Bergama Belediyesi tarafından yayınlanan Tarihin Uyanışı: Bergama’da Arrenagogion Ya Da Gazipaşa İlkokulu adlı kitapta okulun hikâyesi detaylı biçimde anlatılmaktadır.

Gazipaşa İlkokulu
G

Gökhan Güzeler

Gökhan Güzeler
Gökhan Güzeler. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1987, Bergama doğumlu. 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü mezunu. Yirmiye yakın sinema filminde görüntü yönetmeni asistanı olarak çalışan Güzeler, son olarak Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı projesinde görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’nin asistanlığını yaptı. Sertaç Özdalkıran ile birlikte Bergama Kültür Merkezi’ndeki SineGama’nın işletmeciliğini yaptı.

Grapette

Grapette

İlk kez 1939’da, ABD’de Benjamin ‘Tyndle’ Fooks tarafından üretimi yapılan Grapette adlı üzüm suyu esaslı sodalı içecek. 1942’den bu yana Grapette International tarafından üretilip Walmart tarafından pazarlanıyor.

Güzellik Ilıcası

Bergama merkezine 4 km uzaklıkta bulunan Geyiklidağ Ilıcası ya da Kleopatra Güzellik Ilıcası olarak da bilinen ılıcanın, Pergamon Kralı Eumenes zamanında kurulduğu, Eskülap Banyoları ismi ile yüzlerce yıl hizmet verdiği biliniyor. Kaplıcada Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın Bergama’yı ziyaretinde yıkanarak güzelleştiği rivayet ediliyor.

1986 yılında yenilenen ve çevresine turistik tesisler yapılan kaplıcanın antik dönem yapıları arasında kubbeli hamam ve iki mermer havuz bulunuyor.

35 derece sıcaklığa sahip olan kaplıca suyu, sodyum bikarbonat ve sülfat içeriyor.

Günümüzde arkeolojik kazıların devam ettiği kaplıca, Bergama Belediyesi’ne ait Bergama Kleopatra Güzellik Ilıcası Tesisleri’nde yer alıyor. İçinde bir restoran ve piknik alanlarının bulunduğu tesiste, 2019 yılındaki yerel seçimlerde AKP’li adayın belediye başkanı seçilmesi sonrasında alkollü içki satışı ve kullanımı yasaklanmış; bu yasağa karşı yapılan protestolar sonuçsuz kalınca Bergamalılar’ın bir bölümü yaşam tarzına müdahale olarak gördükleri karar nedeniyle Bergama Kleopatra Güzellik Ilıcası Tesisleri’ni boykot etmeye başlamıştı.

Güzellik Ilıcası

Hakkı Özlü

1954, Bergama doğumlu. 2013-15 yılları arasında Bergama Spor Kulübü başkanlığı yaptı. Bergama Kılıç Kalkan Halk Oyunları Derneği’nin kurucularından olan Özlü, dernek başkanlığını sürdürüyor. Dikili'de kafeterya işletmeciliği yapıyor.

Hakkı Özlü
Hakkı Özlü. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
H

Halil Alçelik

İlk adı Yıldız Sineması olan ve yaklaşık son 30 yıldır Şen Sineması adıyla çalıştırılan sinemanın mülk sahibi. Cavit Sarsılmaz tarafından Yıldız Sineması'na dönüştürülmeden önce palamut deposu ve ardından tütün deposu olarak kullanılan mekân günümüzde Halil Alçelik'in mirasçılarının mülkü durumunda.

Halil Alçelik

Halit Zorel

Halit Zorel
Halit Zorel. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1960, Bergama doğumlu. Uzun yıllar sinemalarda çeşitli işlerde çalıştı, makinistlik yaptı. 1981’de Milli Eğitim Bakanlığı’na teknisyen olarak girdi ve oradan emekli oldu. Hâlen düğünlerde kameramanlık, bir kıraathanede ocakçılık ve boya badana işleri yapıyor.

Haluk Elbe

Haluk Elbe

Haluk Elbe

1908, Bosna doğumlu. İlkokul öğretmeni. 1936 yılından itibaren, Bergama okullarındaki müdürlük ve öğretmenlik görevlerinden sonra Milli Eğitim Müdürü oldu. Halkevi yönetim kurulu üyeliği yaptı ve Bergama’yı Sevenler Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı, başkanlık görevinde bulundu.

 

Bir dönem vekâleten Bergama Müzesi müdürlüğü de yapan Elbe, Demokrat Parti Dönemi’nde Seferihisar’a sürüldü. İzmir’de Halk Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul’da İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra Bodrum Müzesi’ne müdür olarak atandı. Buradaki görevi sırasında Su Altı Müzesi’ni açtı ve Bodrum Kalesi’ni temizleterek turizme açılmasını sağladı.

1987 yılında hayatını kaybeden Elbe’nin, Bergama’yı Sevmek Niçin ve Bergama Kermesi adlı kitapları bulunuyor. 

Eski Merkez Komutanlık Binası olarak bilinen ve uzun bir süre İlçe Halk Kütüphanesi olarak kullanılan Belediye Hizmet Binası’nın yanındaki tarihi yapı günümüzde Haluk Elbe Toplantı Salonu olarak adlandırılmaktadır.

Hatice Simit

1943, Bergama doğumlu. Çerezci Yüksel (Yüksel Simit)’in annesi. Bergamalılar tarafından ‘Süper Babaanne’ olarak tanınıyordu.

 

2020 yılında Bergama’da hayatını kaybetti.

Hatice Simit
Hatice Simit
Havuzlu Park

Havuzlu Park

Günümüzde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü binası olarak kullanılan Bergama Lisesi’nin karşısında yer alan ve 1960 ve ‘70’li yıllarda Bergamalıların uğrak yeri olan, hafızalarda yer etmiş bir çay bahçesi.

Hüsnü Şenlendirici

Hüsnü Şenlendirici

Hüseyin Paksoy

1975, Bergama doğumlu. İlk ve orta okulu Bergama'da okuduktan sonra İzmir Namık Kemal Lisesi'ni bitirdi. Trakya Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi'nden mezun oldu.

İlkay Hanım ile evliliklerinden Zeynep ve Necdet Mert adını verdikleri iki çocukları oldu.

Bir süre baba mesleği olan kuyumculuk alanında çalıştıktan sonra 2008 yılının son ayında Bergama'nın ilk AVM'si olan Park Bergama'yı açtı. 2010 yılında da AVM içinde üç salonlu bir sinema kurdu ve 10 yıl boyunca farklı işletmeciler tarafından çalıştırılmasını sağladı. Son işletmeci de 2020 yılının ocak ayında bırakınca sinema alanını mobilya mağazasına dönüştürdü. 

Hüseyin Paksoy halen motosiklet ve mobilya sektöründe, kendi mağazalarında yöneticilik yapıyor.

Hüseyin Paksoy. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
Hüseyin Paksoy
Hüsnü Şenlendirici. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

1976, Bergama doğumlu. Klarnet virtüözü. Köklü bir müzik geleneğine sahip Atmaca Mahallesi’nden bir ailenin ferdidir. Dedeleri Hüsnü Şenlendirici (klarnet, trompet) ve Fahrettin Köfeci (klarnet) ve babası Ergün Şenlendirici (trompet) gibi 5 yaşında klarnet çalmaya başladı. 1988'de İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Çalgı Eğitim Bölümü’ne girdi ancak 4 yıl sonra okuldan ayrıldı.

Klarnet ustası Hüsnü Şenlendirici 13 müzisyeninin bir araya geldiği Laço Tayfa grubunu 1996 yılında kurdu. Grup adını ilk olarak Brooklyn Funk Essentials ile birlikte kaydettikleri ‘In The Buzzbag’ adlı albümü ile duyurdu. Türk müziğinin geleneksel formlarını caz, funk, reggae gibi batı formları ile kaynaştıran ‘In The Buzzbag’ uluslararası müzik piyasasının büyük beğenisini kazandı.

Laço Tayfa grubu 2000 yılının Ocak ayında Bergama Gaydası adlı albümü çıkardı. Grup 2006’da Nuri Lekesizgöz’ün ölümü üzerine dağıldı.

Şenlendirici, 2007’de İsmail Tunçbilek (bağlama) ve Aytaç Doğan (kanun) ile Taksim Trio albümünü kaydetti. Bu proje ile Stockholm, Amsterdam, Gent’te önemli konser salonlarında konserler verdi. Ancak, 2007’de kurulan Taksim Trio grubu 2009’da dağıldı.

Hindistan’da dünyaca ünlü müzisyen Zakir Hüseyin ile verdiği konserden sonra, Amerika'ya giderek, Çingene müziğinin Amerika’daki öncü gruplarından New York Gipsy All Stars ile ABD turnesine çıktı. Bu turne sırasında, Boston’daki müzik okulu Berklee’de, Türk Müziği ve Makamları üzerine seminer ve dersler verdi.

2011'de 15 parçadan oluşan Hüsn-ü Hicaz albümünü çıkardı.

2009 yılında dağılan Taksim Trio 2012’de İstanbul Garaj’da verdikleri konser ile yeniden müzikal çalışmalara başladı. Hüsnü Şenlendirici, 2013 yılında Taksim Trio ile ikinci albümleri olan Taksim Trio 2 isimli albümü, 2015 yılında ise üçüncü solo albümü olan Hüsn-ü Avare’yi yayınladı.

Şenlendirici, bir süredir Bergama yakınlarında, Bakırçay Ovası’ndaki çiftliğinde yaşıyor ve yaz aylarında uluslararası bir klarnet kampı düzenliyor.

Albümleri:

Hüsnü Şenlendirici 2015, Brooklyn Funk Essentials / In The Buzzbag (1998), Laço Tayfa / Bergama Gaydası (2000), Laço Tayfa / Hicaz Dolap (2002), Hüsn-ü Klarnet (2005), Sunset Lounge EMI Arabia (2006), Taksim Trio (2007), Hüsnü Şenlendirici ve Trio Chios / Ege'nin İki Yanı (2010), Hüsn-ü Hicaz (2011), Taksim Trio 2 (2013), Hüsn-ü Avare (2015)

İlhan Çarpıkoğlu

İlhan Çarpıkoğlu_edited.jpg

1960, Bergama doğumlu. Babası leblebici Osman Çarpıkoğlu’nun 1975 yılındaki ölümünden sonra on yıl daha baba mesleğini sürdürdü. 1985 yılında leblebi işini bırakıp, 30 yıl kamyon şoförlüğü yaptı. Halen Bergama’da, Karadut mevkiinde otopark işletiyor.

İlhan Çarpıkoğlu
İ-K

İlim Evi (Bergama Palas)

İlim Evi

Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatı üzerine; Bergama’ya gelen yabancı misafirlerin konaklaması ve bilimsel çalışmalar yapılması için, üst katı otel, alt katı da kültür, turizm, toplantı ve sosyal çalışmalara tahsis edilecek biçimde inşa edilen Bergama’nın ilk modern oteli. Kentin en nitelikli turistik oteli Bergama Palas ya da diğer adıyla İlim Evi’nin inşaatı hızla tamamlanıp, 1937 yılında yapılan 1. Bergama Kermesi’ne yetiştirilmişti.

Mimar Necmettin Emre tarafından yapılan İlim Evi, 80’li yıllarda belediye binası olarak kullanıldı.

Günümüzde Halk Eğitim Merkezi olarak işlevlenen yapı 2019 yılında kültürel varlık olarak tescillenerek korumaya alındı.

İrfan Devrim

1954, Ayaskent, Bergama doğumlu. 28 yıl Türk Telekom İzmir Başmüdürlüğü’nde memur olarak görev yaptı. 2005 yılında emekli oldu. İzmir’de yaşıyor.

İrfan Devrim

İsmail Hakkı Güzeler

1961, Bergama doğumlu. Emekli öğretmen ve araştırmacı. Geçmişten Günümüze Fotoğraflarla Bergama adlı Facebook sayfasının moderatörlüğünü yapıyor. Güzeler, ulusal ve uluslararası çapta arşivleri araştırarak Bergama hakkında bilgi ve belge topluyor.

İsmail Hakkı Güzeler

İstiklal Meydanı

İstiklal Meydanı
İstiklal Meydanı, Kale Mahallesi ve Pergamon Akropolü. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

İstiklal Meydanı, Bergama’nın geleneksel dokusunun merkezinde ve kentin ana ulaşım aksı üzerinde yer alıyor.

Bölgenin bilinen en eski izleri Roma dönemine aitse de İstiklal Meydanı günümüzdeki fiziksel yapısına Osmanlı Dönemi’nde bürünür.

Cumhuriyet öncesi dönemde halk arasında "ayı pazarı" olarak da adlandırılan İstiklal Meydanı’nın o dönemdeki gündelik yaşantısına dair nitelikli veriler bulunmamaktadır. Meydan, ana ticaret bölgesinin içinde yer alır. Döneminin Türk, Rum ve Yahudi yerleşimlerinin kesişim noktasında yer alması bu alanın Osmanlı Dönemi’nde toplumsal bir kesişme noktası olduğunu gösterir.

1915 yılında Bergama Kaymakamı Arif Hikmet Bey’in İstiklal Meydanı’nı genişletmek ve bir cadde oluşturmak gerekçesiyle Serapis Tapınağı’nın mermer sütunlu 260 m uzunluğundaki duvarının yüzyıllar içinde ayakta kalmayı başarmış kısımlarını da yıkıp yok etmesi son yüz yıl içinde meydanın çehresini değiştiren en radikal müdahale olmuştur.

İstiklal Meydanı’nın sınırları belirsizdir; daha ziyade bir cadde ve kavşak görünümüne sahiptir. Kasap, fırın, lokanta, veteriner gibi küçük dükkânlar ile kahvehanelerin bulunduğu meydan özellikle pazartesi günleri Bergama köylerinden alışverişe gelenlerle büyük bir yaya hareketliliği yaşar.

İzmir Enternasyonal Fuarı

İzmir Enternasyonal Fuarı'nın geçmişi 17 Şubat 1923'te Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle İzmir'de toplanan İzmir İktisat Kongresi ile eş zamanlı olarak açılan bir ticari ürünler sergisine dayanır. Sergi Osmanlı Bankası’nın depo olarak kullandığı Hamparsumyan Binası’nda açılmıştır. İzmir İktisat Kongresi Sergisi'nden sonraki ilk sergi 4 Eylül 1927'de, ‘9 Eylül Mahalli Sergisi’ adı altında İzmir Sanatlar Mektebi'nde açılır.

1933'te, günümüzde Swissôtel Büyük Efes'in bulunduğu yerde 9-30 Eylül tarihleri arasında İzmir Millî 9 Eylül Panayırı gerçekleştirilmiştir. 311.000 kişinin gezdiği panayır, bugünün organize uluslararası fuarının öncüsü olmuştur.

Günümüzdeki fuar alanının temeli, 1922 İzmir Yangını'nda yok olan mahallelerin bulunduğu alanda 1 Ocak 1936'da atıldı. 360 bin m2'lik alanın Kültürpark hâline getirilmesi ve yılın belirli bir ayında bu alan üzerinde uluslararası bir fuarın gerçekleştirilmesi planlanmıştı.

İzmir Enternasyonal Fuarı, Moskova Belediye Başkanı Bulganin tarafından görevlendirilen mimarların tasarımı çerçevesinde 1936'da tamamlanan Kültürpark'ta açıldı.

Tamamını okumak için tıklayınız...

İzmir Enternasyonel Fuarı

Kale Mahallesi

Kale Mahallesi
K
Tabak Köprü üzerinden Kale Mahallesi ve Pergamon Akropolü. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018

Pergamon yerleşiminin kurulduğu (bugünkü Kale mahallelerini de kapsayan tepe ve güney yamacı) “Kale Tepesi”nin denizden yüksekliği 300 metredir.  Sert bir andezit kütlesinden meydana gelen bu dağın güneyinden Selinos Çayı, kuzeyinden Keitos Çayı akar. Kentin kurulduğu dağın doğal yapısı ve iki yanından geçen akarsular, doğudan ve batıdan gelebilecek saldırıları zorlaştırmıştır. Sert rüzgârların estiği ve dik bir yamaç olan kuzey tarafında ise yüksek kale duvarları inşa edilerek kentsel planlama daha çok güneye doğru yumuşak bir biçimde inen eğimli arazide gelişmiştir. Philetairos zamanında (M.Ö. 3.yy) genişletilen Bergama kent duvarları, M.Ö. 2.yy’da Eumenes zamanında Selinos Çayı’na kadar inen bölgeyi kapsayarak en geniş alana ulaşmıştır. Kentin “Dağın tepesinde yer alan, kendi surları olan Kale (Yukarı Kent)” ile güneyde daha yumuşak eğimli “Sur duvarları ile çevrili Aşağı Kent” olmak üzere iki bölümden meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bugün halk arasında Kale Mahallesi olarak adlandırılan Ulucami, Talatpaşa ve Kurtuluş mahallelerinin toplamından oluşan bölgede Hellenistik dönemde kent surları içerisinde halkın yaşadığı, Roma Dönemi’nde büyüyen nüfus ile yerleşimin ovaya doğru yayıldığı bilinmektedir. Ancak mahalleler ile ova yerleşimi arasındaki bağlantılar antik dönemden günümüze halen Roma Dönemi’ne tarihlenen üç köprü ve tonoz ile sağlanmaktadır.

 

M.S. 251 yılında yaşanan büyük depremin yıkımı ile bu dönemden sonra kötüleşen ekonomik ve siyasi durumun ardından şehir Philetairos zamanındaki kent surlarının içerisine çekilmek zorunda kalmıştır. Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması, 6.yy dan itibaren bakımsız kalan altyapı sistemleri gibi sebeplerle Bizans Dönemi kale tepesinin zirvesindeki alanda devam etmiş, kale tepesi etekleri terk edilmiştir. Bu süreçte yaşanan askeri akınlar da göz önüne alındığında 8.yy’dan itibaren hiç iskân görmeyen kentin sonraki yerleşme izleri 11. ve 12. yüzyıllara aittir.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Kale Mahallesi. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Kale Mahallesi. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Kapıkaya

Kapıkaya 

Kapıkaya Köyü/Mahallesi, Bergama'nın Kuzey Kuzeybatı yönünde, merkezin 7,2 km uzağında yer alır. Kozak Yaylası’na yakın konumdaki Kapıkaya Köyü çevre güzelliğinin yanı sıra yeraltı sularının zenginliğiyle de bilinir. Fazla derin olmayan vadinin içinden akan Kömürcü Deresi’nin üzerindeki kaba yontu taştan yapılmış Kapıkaya Köprüsü biri büyük diğeri küçük iki gözlüdür. Kitabesi olmayan köprünün kemerleri üzerinde geçiş yolu vardır.

Birbirinden güzel ve farklı zorluk derecelerine sahip yürüyüş ve dağ bisikleti rotalarına sahip olan Kapıkaya son yıllarda Koza Altın Madeni Şirketi’nin tehdidi altında bulunmaktadır. Ovacık Köyü'ndeki altın madeni sonrasında Çukuralan'da faaliyete başlayan şirket Kapıkaya Köyü ve Gelintepe mevkiinde altın çıkarma faaliyetine geçmeye hazırlanırken, çevre örgütleri de bunu engellemek için büyük çaba sarf etmektedir.

Diğer yandan yatırım planına alınan Kapıkaya Barajı projesi de bölgenin doğal dengesini bozacak bir başka girişim olarak görüldüğünden çevre örgütleri tarafından eleştirilmektedir.

Kerim Bayraktar

1947, Bergama doğumlu. Torna ustası, eski futbolcu. Emekli. Dikili’de yaşıyor.

Kerim Bayraktar

Kızıl Avlu (Serapis Tapınağı)

Antik Pergamon’un Akropol ve Asklepion dışındaki en gösterişli yapılarından olan ve kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızılavlu olarak anılan Serapis Tapınağı, Roma İmparatoru Hadrianus zamanında (MS 117-138) Mısır Tanrısı Serapis'e ithaf edilerek yapıldı. Serapis esasen Sinop’un mahalli tanrısı iken, Sinop’tan büyük bir tören ile Mısır, İskenderiye’ye götürülmüş ve Mısır-Elen karakteri verilmiştir.

Tapınağın iki yanındaki Isis ve Harpokrates’e vakfedilmiş silindirik kulelerden biri Osmanlı Dönemi’nden itibaren cami olarak kullanılmış ve bir süre kapalı kaldıktan sonra 2018 yılında tamamlanan restorasyon ile yeniden Kurtuluş Camii adıyla kullanıma açılmıştır.

Ana binanın içinde ise MS 4. yüzyılda yapılmış olan ve temel duvarları görülebilen üç nefli, Aziz Johannes’e adanmış bir bazilika yer almaktadır. Bazilikanın bulunduğu alanda İncil’de anılan Yedi Asya kilisesinden birinin bulunduğuna inanılıyor olsa da bunu doğrulayacak bir bulguya ulaşılamamıştır. Kızıl Avlu, Paganlar, Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından kullanılmışken, Bergama Yahudileri’nin 1949’da kentten ayrılmalarına kadar kullandıkları, biri yok edilmiş, diğeri restore edilerek Bergama Belediyesi’ne tahsis edilmiş iki ibadet yapısı da Kızıl Avlu’nun hemen yanında yer almaktadır.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Kızıl Avlu
Kızıl Avlu. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Kozak Yaylası

Kozak Yaylası

Madra Dağı’nın devamında yer alan ve Türkiye'nin en kaliteli çam fıstıklarının yetiştiği, fıstık çamı ormanıyla kaplı bir yayladır. Türkiye’deki fıstık çamı ormanlarının % 20’si Kozak’ta bulunmaktadır. Antik Dönem’den bu yana çam fıstığı, üzümü ve şarabı meşhurdur. Bölgede Aşağıbey Köyü yakınlarında Roma Dönemi’nden kalma kaplıcalar ve Antik Perperene kenti yer almaktadır. Piknik alanlarının da bulunduğu yaylada; doğa ve köy turları yapılmaktadır.

Uzun yıllar boyunca Kermes şenliklerinin son günü Kozak Yaylası’nda yapılmıştır. 2018 yılından itibaren ise Kermes’ten bağımsız olarak Kozak Yaylası Festivali düzenlenmeye başlanmıştır.

Kozak Yaylası'nı her geçen gün biraz daha yok eden taş ocaklarından biri. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

23 taş ocağının, 16 taş kırma tesisinin, ormanları yok eden bir altın madeni ile sırada faaliyete geçmeyi bekleyen diğer maden işletmelerinin ve Kozak Çevre Yolu Projesi’nin tehdidi altındaki yaylada çam fıstığında hızlı bir rekolte düşüşü yaşanmakta, fıstık çamı ormanlarının yok olmasından endişe edilmektedir. Üretimdeki düşüşün araştırılması ve iyileştirme çalışmaları hedefiyle bir enstitü kurulması yönünde güçlü bir kamuoyu baskısı

oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kozak Yaylası’ndaki 16’sı Bergama’ya, biri de Ayvalık’a bağlı 17 köyde yaşayan 10 bine yakın insan yakın bir gelecekte ormanların yok olması, sularının ve toprağın kirlenmesi neticesinde buradaki varlıklarını sürdürememe tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Kubilay Tat

1972, Kırşehir doğumlu. Öğretmen bir ailenin ilk çocuğu olan Kubilay Tat ilk ve orta öğretimini Bergama’da tamamladı.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat fakültelerindeki eğitimlerini tamamlamayan Tat, kendini ilgi duyduğu tarih, felsefe ve edebiyat alanlarında geliştirdi.

Karl Kases’in yönettiği Alia: A Bosniac Rhapsody, Uğur Yücel’in filme aldığı Ejder Kapanı filmlerinin özgün senaryolarını ve 2019 yılının en çok seyredilen, Amerikan ve Fransız Netflixlerinde de 1 numaraya kadar yükselen bir Güney Kore sineması uyarlaması olan 7. Koğuştaki Mucize filminin yerli senaryosunu kaleme aldı. Evli ve bir kız çocuğu babası Kubilay Tat, Bergama Kültür ve Sanat Vakfı (Berksav)’nın verdiği 2020 Sanat Ödülü’nü aldı.

Kubilay Tat

Kudret Sabancı

1966, Bergama doğumlu. Yönetmen. Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema-TV Bölümü mezunu. 1990 yılında yazıp yönettiği Mutfakta Biri mi Var? adlı ilk filminden sonra adını 1998 yapımı Laleli’de Bir Azize filmi ile duyurdu. Aralarında Sabancı’nın da bulunduğu dört yönetmenin dört parça halinde çektikleri Anlat İstanbul filmi 2005 yılında En İyi Türk Filmi ödülünü aldı. 30’a yakın sinema filmi, TV dizisi ve belgesel filmin yönetmenliğini yaptı. Son olarak 2019 yılında IMDb puanı 3.9’da kalan Kapan filminin yönetmenliğini üstlendi.

Kudret Sabancı

Kulabayırı

Bergama-İvrindi yolu üzerinde, Kestel baraj gölünün kıyılarındaki bereketli tarım alanlarının bulunduğu bölge.

Kulabayırı

Macit Gönlügür

Macit Gönlügür. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1951, Bergama doğumlu. Otomotiv sektöründe çalıştı. Bergama Ticaret Odası, Bergama Rotary Kulübü, Bergama Kültür ve Sanat Vakfı ve Bergama Kültür ve Turizm Derneği’nde başkanlık yaptı. Gönlügür, 1960’ların sonları ile 70’lerin başlarında tanınmış müzik grubu Çılgınlar Orkestrası’nın kurucuları arasında yer aldı. 1975 yılından sonra Türk Sanat Müziği ile yakından ilgilendi. Ud çalmaya devam etmektedir.

Macit Gönlügür
M
Maltepe Tümülüsü

Maltepe Tümülüsü

Maltepe Tümülüsü. 1959. Fotoğraf: BERKSAV Belleten/20

Maltepe Tümülüsü, Bergama’daki irili ufaklı 11 tümülüs içinde büyüklük bakımından Yığmatepe’den sonra gelmektedir. İzmir yönünden Bergama'ya girerken yolun sağında kalan ve 30 metre yüksekliğinde olan Maltepe Tümülüsü’nün çapı 170, çevresi 500 metredir. Tepenin Pergamon Akropolü'ne bakan bir kapısı vardır. Bu kapı geçmiş dönemlerde kaçak bir kazı sırasında göçüğe sebep olma pahasına açılmış ve tümülüsün içindeki mezar odasında bulunan eşyalar çalınmıştır.

Kapıdan, büyük yontma taşlarla örülmüş 45 metre uzunluğu olan bir koridora girilir. Koridorun yüksekliği 4.45 ve genişliği 3.15 metredir.

Bu koridora dikey olarak 17 metre uzunluğunda ikinci bir koridor vardır. Küçük koridora açılan üç kapıdan da aynı tarzda üzeri kemerli üç mezar odasına girilir. Bu odalar arasında bulunan dar kapılardan da birbirine geçilebilmektedir.

Yontma taşlardan örülen duvarların tekniği ve tepenin bir anıt ile zenginleştirilmiş olması bu tümülüsün Bergama krallığının mezar yapısı olduğu savının ortaya atılmasına neden olmuştur. Bununla beraber tepenin çok eskiden açılmış ve soyulmuş olması yüzünden mezarın kime ait olduğunu anlamak mümkün olamamıştır. Ancak mezarda bulunan lahit parçaları ve pişmiş topraktan küçük hayvan figürleri Geç Roma Dönemi’ndeki ikincil gömülere işaret etmektedir.

Maltepe Tümülüsü. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Manastır

Kuzey Makedonya’nın güneybatısında yer alır ve ülkenin ikinci büyük şehridir.

1382 yılında Osmanlı Devleti topraklarına katıldı ve Manastır adıyla anılmaya başlandı. Anadolu'dan ve özellikle Toroslar'dan getirilen Türkmen aşiretleriyle iskân edildi. Manastır, 530 yıl Osmanlı idaresinde kaldıktan sonra Balkan Savaşları’nda 14-18 Kasım 1912'de Sırp işgaline uğradı ve böylece Osmanlı idaresinden çıktı. Osmanlı idaresinin son döneminde İttihat ve Terakki’nin en önemli muhalif merkezlerinden biri oldu.

Manastır'da yaşamış Balkan sinemasının ilk kameramanları olan Manaki Kardeşler’in kaydettiği Osmanlı dönemini gösteren çok sayıda fotoğraf ile Sultan V. Mehmet Reşat'ın Manastır ziyaretini gösteren bir film bulunmaktadır.

Manastır, I. Dünya Savaşı'nın ardından kurulan Krallık Yugoslavyası'na ilhak edildi ve Sırplar tarafından merkezi Üsküp olan Vardar eyaletine katıldı. İki dünya savaşı arasında Makedonya ve Manastır'dan sürülen Müslümanlar’ın büyük bir kısmı Türkiye'ye göç etti. Şehir, II. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Yugoslavya'yı oluşturan altı cumhuriyetten biri olan Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti sınırları içinde kaldı.

Günümüzde Manastır, 2018’den itibaren resmi adı Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olan Makedonya’nın sınırları içinde bulunmaktadır.  

Manastır
Mehmet Gönenç

Mehmet Gönenç

Mehmet Gönenç. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018

1970, Bergama doğumlu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi mezunu. 2003-04 arasında Bergama Genç Sanayici ve İşadamları Derneği’nin başkanlığını yaptı. 2009’da CHP adayı olarak Bergama Belediye Başkanlığı’na seçildi ve iki dönem üst üste bu görevini sürdürdü.

Belediye Başkanlığı döneminde, Bergama Belediyesi UNESCO Dünya Mirası Birimi’ndeki ekiple birlikte verdiği büyük emekle Bergama’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne ‘Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı’ olarak girmesinde aktif rol oynadı.

Başkanlığı boyunca kültürel faaliyetlere büyük önem verdi. 2018 yılında Bergama Tiyatro Festivali gibi çok değerli  organizasyonların gerçekleşmesine olanak sağladı.

Belediye yayını olarak çok sayıda kitap yayınladı. Kentin çok katmanlı tarihinin önemli karakterlerine ait heykeller yaptırdı. Bergama’nın kültürel kimliğini etkileyen en önemli projelerden biri olan Bergama Kültür Merkezi’nin, içinde bir araştırma kütüphanesi, çok amaçlı salon ve sinema salonları olacak biçimde yapılmasını sağladı.

Çevre konusunda duyarlı yaklaşımı ile Bergama’yı tehdit eden altın madenleri ve taş ocaklarına karşı yürütülen hukuki ve sivil mücadeleye kişisel ve belediye olanakları ile destek sundu.

Bergama Belediye Başkanlığı’na üçüncü dönem için aday olmayan Gönenç, ticaret ile uğraşıyor ve aktif siyasi hayatına CHP’de devam ediyor.

Mehmet İzzet Kutlu

1942, Bergama doğumlu. Diş hekimi olarak Bergama’daki özel muayenehanesinde çalıştı. Bergama Kültür ve Sanat Vakfı Genel Kurul Üyeleri arasında yer aldı.

Mehmet İzzet Kutlu
Y%C3%BCcelTunca_MehmetKutlu_DSC03693_web
Mehmet Tevfik Olur

Mehmet Tevfik Olur

Y%C3%BCcelTunca_MehmetTevfikOlur_DSC0265

1950, Bergama doğumlu. Emekli muhasebeci. Bergama sinemalarının bir kısmının muhasebesini tuttu. Oğluna ait av malzemeleri satış mağazasında çalışmaya devam ediyor.

Mehmet Şagban

1941, Bergama doğumlu. Kermes Sineması’nın, ehliyetli makinisti oldu ve sonrasında tüm idari işleri üstlendi. 1978 yılında sinema kapanıp da yerine Kardeş Sümer adlı alışveriş mağazası açılınca çalışma hayatına mağaza müdürü olarak devam etti. İlerleyen yıllarda taksicilik yapan Mehmet Şagban, Çandarlı’da yaşıyor.

Mehmet Şagban. Fotoğraf: Sibel Akbaş-2021
Mehmet Şagban
Meyhane Boğazı

Meyhane Boğazı

1900’lerin ilk çeyreğine kadar Rum meyhanelerinin bulunduğu, Kurtuluş Camii ve Kızıl Avlu’nun Kale’ye bakan bölümünün karşısındaki yol ağzına verilen isim.

M. Haluk Ökeren

1890, Manastır doğumlu. Bolşevik Cavid Bey (Cavit Gizer)'in teyzesinin çocuğu.

 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1920'li yıllarda Bergama'ya hâkim olarak atandı. Bir süre sonra hâkimlikten ayrılarak, Bergama'da avukatlık yapmaya başladı. Bergama Halkevi ve Bergama’yı Sevenler Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı.

CHP’de başlayan siyasi hayatına, çok partili sisteme geçildiğinde Demokrat Parti’de devam etti. DP'den milletvekili

M. Haluk Ökeren (Sağda) Fotoğraf: BERKSAV-Belleten/20
M. Haluk Ökeren

oldu. (9. Dönem Tokat Milletvekilliği ve 10. Dönem İzmir Milletvekilliği)

Bergama Sevgisi adlı kitabı Bergama’yı Sevenler Cemiyeti tarafından 1955 yılında yayınlandı.

1966 yılında, İstanbul'da hayatını kaybetti.

Mithat Öztüre

1930, Bergama doğumlu. Gençliğinde pazarcılık yaptı. Kireç üretimi ve hurdacılık yaptıktan sonra Öztüre Holding’i kurdu. Eşi Necla Hanım ile birlikte isimleri, yaptıkları katkılar nedeniyle Bergama Devlet Hastanesi’ne (Bergama Necla-Mithat Öztüre Devlet Hastanesi) verildi.

Anılarını içeren biyografik Ben Mithat Öztüre adlı kitap 2013 yılında yayınlandı.

Mithat Öztüre 2018 yılında hayatını kaybetti.

Mithat Öztüre
Mukaddes ve Ahmet Kuduğ

Mukaddes ve Ahmet Kuduğ

Mukaddes ve Ahmet Kuduğ. Fotoğraf: Engin Kuduğ'un aile albümünden
Mukaddes Kuduğ. Fotoğraf: Engin Kuduğ'un aile albümünden

Mukaddes Kuduğ, 1930, İzmir doğumlu. Selanik göçmeni, dokuz çocuklu bir ailenin üyesi.

 

Ahmet Kuduğ, 1923, Aydın doğumlu. Aydınlı bir manifaturacının oğlu.

Mukaddes Hanım ile Ahmet Bey, 1950’lerin başlarında İzmir’de tanışarak evlendiler. Tanışmaları, Mukaddes Hanım’ın birçok doktorun ve profesörün çare bulamadığı hastalığına Ahmet Bey’in doğru teşhisiyle ve çok ucuz bir ilaç tedavisiyle iyileştirmesi sonucu gerçekleşti. Evliliklerinin ilk yılları Alaçatı’da geçti. Daha sonra Ahmet Bey’in tayini Bergama’ya çıkınca Kuduğ ailesi Bergama’ya taşındı. Erdal, Engin ve Banu adını verdikleri çocukları Bergama’da doğdu. Ahmet Bey 1993, Mukaddes Hanım ise 2017 yılında hayata veda etti.

60’lı yıllarda Ahmet Kuduğ’un Mühendis Musa Gülen ile ortak tasarladıkları ve yapımı yedi yıl süren Bergama, Kaymakam Kemal Bey Caddesi’ndeki evleri Anıtlar Yüksek Kurulu (Kültür Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu) tarafından korunmaya değer eser olarak tescillenmiş durumda.

Mustafa Yengin (Kör Hafız)

1890, Drama, Selanik doğumlu. İstiklal Meydanı’ndaki Cumhuriyet Sineması’nın Cavit Gizer (Bolşevik Cavid)’den sonraki (1950) sahibi ve işletmecisi. 1923 ya da 1924 yılında mübadil olarak Selanik’ten Bergama’ya geldiği biliniyor. Kör Hafız ve Tuna Tilkisi olarak da tanınan Mustafa Yengin, esas işi olan tütün eksperliğini, sinema işletmeciliğinin yanı sıra uzun yıllar sürdürdü.

 

Aliye Hanım ile yaptığı evlilikten İlhan, Vildan, Feyyaz, Sevil, Güngör ve İlkay isimlerini verdikleri altı çocukları oldu.

Mustafa Yengin, eşinden bir yıl sonra, 1967’de Bergama’da hayatını kaybetti.

Mustafa Yengin, eşi Aliye Yengin ile... Fotoğraf: Ercüment Yengin'in aile albümünden.
Mustafa Yengin

Mücahit Özçelik

1947, Bergama doğumlu. Bergama’nın tanınmış terzilerinden gömlekçi İsmail Ertümer’in yanında yetişti ve kendisi de usta bir gömlek terzisi oldu. Osmanlı Arastası ile yan yana olan Kapalı Çarşı’daki dükkânında mesleğini sürdürüyor.

Mücahit Özçelik. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020
Mücahit Özçelik

Münevver Sarsılmaz

Münevver Sarsılmaz. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1948, Bergama doğumlu. Sinemacı Cavit Sarsılmaz’ın eşi.

 

Dört yaşında babasını kaybettikten sonra dedesi ve babaannesi ile birlikte Virankapı yakınlarında yaşadı. 11 yaşından 17 yaşına kadar olan dönemini İstanbul'da anneannesi ile geçirdi. Tatil için geldiği Bergama'da 34 yaşındaki sinemacı Cavit Sarsılmaz ile evlendirildi. Kale Mahallesi'nde yaşadı.

Terzilik yaparak ailenin geçimine ortak oldu. Biri kız, üç çocuk büyüttü.

Münevver Sarsılmaz

Müzekka Odacıoğlu

1943, Bergama doğumlu. Bergama Erkek Sanat Enstitüsü mezunu. Uzun yıllar Şadırvan yakınlarında Bereket Manifatura’yı çalıştırdı. Kendisinden önce Recep Yakar’ın kurup çalıştırdığı Yeni Sinema’yı 1960’ların ikinci yarısından 1970’lerin sonuna kadar, Şehir Sineması adıyla işletti. 1975 yılında Ayla Hanım ile evlendi; Mehmet ve Emrah adını verdikleri iki çocukları oldu. Sinemayı kapatıp manifatura dükkânını bıraktıktan sonra 1984-1996 yılları arasında Aliağa’da Petkim’de çalıştı.

 

1996 yılında emekli olan Müzekka Odacıoğlu, 2008 yılında Aliağa’da hayatını kaybetti.

Müzekka Odacıoğlu. Fotoğraf: Ayla Odacıoğlu aile albümünden.
Müzekka Odacıoğlu
Nazmiye Ovacık

Nazmiye Ovacık

Nazmiye Ovacık. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1951, Bergama doğumlu. Arnavut göçmeni olan ailesi Bergama’da tütün üretimi yapıyordu. Uzun yıllar bir muhasebe bürosunda çalışan Nazmiye Ovacık halen Bahçelievler Mahallesi muhtarı olarak görev yapıyor.

Nazmiye Ovacık, 2019 yılında düzenlenen Bergama Çevre Filmleri Festivali'nin organizasyon grubunda yer aldı

N-O

Nebil Özgentürk

1965, Adana doğumlu. Yazar ve program yapımcısı. Bir Yudum İnsan programıyla yaygın olarak tanındı. Çok sayıda TV programı ve belgesel film hazırladı, 10’dan fazla DVD belgesel yayınladı. Belgeselleri ve programları çeşitli ödüller kazandı. Nebil Özgentürk son çalışmalarından biri olan Tarihin Işığında Cumhuriyet’in İlk Şenliği Bergama Kermesi belgeselini 2018 yılında Bergama Belediyesi için çekti ve bir DVD/Kitap olarak Bergama Belediyesi Kültür Yayınları tarafından yayınlandı.

Nebil Özgentürk

Necati Biröz

1931, Bergama doğumlu. Annesi Saadet Hanım, babası Edip Bey’dir. 1934 doğumlu Nuriye Hanım ile evliliklerinden Ünsal ve Sibel adını verdikleri iki çocukları oldu.

 

Necati Biröz, babası Edip Usta (Biröz) ile birlikte müteahhitlik yaptı. Kendilerinin inşa ettiği Kermes Sineması’nı işletti. Dikili kapalı pazarını, Manisa nikâh sarayını, Bergama’daki bazı okulları ve kente su taşıyan yeraltı yapılarını inşa etti.

Necati Biröz, 2014 yılında hayatını kaybetti.

Necati ve Nuriye Biröz'ün evlilik hatırası. Fotoğraf: Sibel Akbaş'ın aile albümünden.
Necati Biröz

Necati Cumalı

1921, Florina doğumlu. Ailesi 1923 yılında Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşti.

İzmir Atatürk Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi ve 1941 yılında mezun oldu. İlk şiiri, 1939'da Urla Halkevi dergisi Ocak'ta, A. N. Acar ismiyle; sanatsal değere sahip ilk şiiri ise 1940'ta Varlık Dergisi’nde Netice ismiyle yayımlandı. Orhan Veli, Oktay Rıfat, Cahit Sıtkı, Nurullah Ataç gibi önemli edebiyatçılarla tanıştı ve onların etkisiyle şiirine yön verdi.

1945 yılında Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde çalışmaya başladı. Askerliği sırasında yazdığı şiirleri aynı yıl Harbe Gidenin Şarkıları adıyla yayımladı. 1945'ten itibaren Ulus gazetesi sanat sayfası, Varlık, Ülkü, Ankara gibi dergilerde sürekli olarak şiirleri yayınlandı. Yayınlanan ilk hikâyesi, 1945 yılında Yücel dergisinin yayımladığı Aysız Geceler oldu.

1949 yılında Ankara’daki görevinden ayrılarak İzmir’e gitti. 1957'ye kadar Urla ve İzmir'de avukatlık ve memurluk yaptı. Eserlerinde Ege yöresindeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorunlarının işledi. İlk hikâye kitabı Yalnız Kadın, 1955'te yayımlandı. 1956'da İzmir'de Ara Tiyatro’yu kurdu ve yöneticiliğini üstlendi. 1957'de Değişik Gözle kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı. O yıl avukatlığı bırakarak kendi imkânları ile Paris'e gitti.

1959'da yurda geri döndü ve İstanbul'a yerleşti. Avukatlık yıllarında edindiği gözlemlerine dayanan Susuz Yaz öyküsünü 1960 yılında yazdı. Üç perdelik bir oyun olarak tiyatroya da uyarladığı öykü, Metin Erksan tarafından filme çekildi (1963). Filmin 14. Uluslararası Berlin Film Festivali‘nde Altın Ayı’yı kazanması (1964) Türk sinemasında bir dönüm noktası oldu.

Makedonya 1900 ile 1970 yılında ikinci kez Sait Faik Hikâye Armağanı'nı, Yağmurlu Deniz adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu 1969 Şiir Ödülü'nü, Dün Neredeydiniz adlı oyunuyla Kültür Bakanlığı 1981 Tiyatro Ödülü'nü, Tufandan Önce kitabıyla 1984 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Viran Dağlar romanı ile 1995 Orhan Kemal Roman Armağanı, Yunus Nadi Roman Ödülü ve Ömer Asım Aksoy Ödülü'nü kazandı. Türk tiyatrosuna katkılarından dolayı kendisine 2000 yılında Tiyatro Yazarlar Derneği tarafından Onur Ödülü verildi.

10 Ocak 2001 tarihinde yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak İstanbul'da hayata veda etti.

Necati Cumalı

Nejat Simit

Nejat Simit. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1962, Bergama doğumlu. Bergama Lisesi’ni bitirdi. Çerezci Simit ailesinin fertlerinden biri olarak uzun yıllar kuru yemiş alanında perakendecilik ve toptancılık yaptı.

 

Bergama’nın bisiklet sevdalılarından biri olarak pedal çevirmeye devam ediyor.

 

Scooter motosikletlere düşkünlüğüyle de tanınan Nejat Simit, 2019’dan itibaren Bergama Kılıç Kalkan Halk Oyunları Ekibi’nde yer alıyor.

Nejat Simit

Nermin Kalay

Nermin Kalay. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1941, Bergama doğumlu. Annesi Hatice Gizer, babası ise Bergama’nın ilk sinemasını kuran Bolşevik Cavid (Cavit Gizer)’dir.

 

18 yaşında evlenip Bergama’dan ayrıldı. Astsubay olan eşi ile birlikte Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde yaşadıktan sonra eşinin emekli olması üzerine Bergama’ya döndü.

2013 yılında eşini kaybeden Nermin Kalay, İstanbul’da yaşıyor.

Nermin Kalay

Nesrin Ermiş Pavlis

1984, Bergama doğumlu. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Bergama’da tamamladı. Dumlupınar Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 2006 yılında mezun oldu.

 

2010 yılında Bergama Belediyesi’nde tercüman olarak çalışmaya başladı. İlk iki yıl Kültür ve Sosyal İşler Birimi’nde görev yaptıktan sonra 2012 yılında Bergama UNESCO Dünya Mirası ve Alan Yönetimi Birimi’ne geçiş yaptı. Burada Ekim 2020’ye kadar çalıştı.

 

2013 yılında Anadolu’nun son karatabağı* ve parşömen ustası İsmail Araç’a, geleneksel yöntemlerle parşömen üretimini öğrenmek için çırak oldu. 27 Ağustos 2020’de düzenlenen küçük bir törende ustasından, ustalık unvanını aldı.

Nesrin Ermiş Pavlis. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
Nesrin Ermiş Pavlis

Kasım 2017’de kurduğu Arka Bahçe Parşömen Atölyesi’nde parşömen üretimi yaptı, atölyeler düzenleyerek parşömenin tanıtım çalışmaları ve öğrencilere yönelik kültürel miras eğitimleri gerçekleştirdi.

 

2009 yılında kurulan BEAFSAD’ın kurucuları arasında yer alarak Bergama’da gerçekleşen çeşitli etkinliklerde görev aldı, derneğin karma fotoğraf sergilerine katıldı. 2018 yılında Bergama’da kurulan Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi’nin düzenlediği fotoğraf atölyelerine katıldı. 2018’de “Ne yerde, Ne Gökte: Bergamalılar”, 2019 yılında “Kendine Ait Bir Yol: Bir Kentin Psikocoğrafyası” ve “Suya Dair” fotoğraf sergilerine ve 2020 yılında Midilli Fotoğraf Derneği (FEM)’nin karma sergisine katıldı. 2020 yılında Günseli Baki’nin “Git Üstüne Bir Şey Giy” sergisinde bir fotoğraf çalışması ile yer aldı. Yine 2020 yılında Sarı Denizaltı Sanat İnisiyatifi’nin düzenlediği ‘Bir Mahallenin Hafızası: Kale’ projesi kapsamında yaptığı üretimler Bergama’da sergilendi.

Ne Yerde Ne Gökte Derneği'nin 2021'deki kuruluşunda kurucu üye olarak yer aldı.

Nesrin Ermiş Pavlis, Midilli'de yaşıyor.

*Karatabak: Ham deriyi kullanılabilir hale getirmek için yapılan işlemleri gerçekleştiren ustalara verilen isim. (Tabak ustası, debbağ)

Nihal Atsız

1905, İstanbul doğumlu. Yazar, şair, düşünür, öğretmen. Turancı bir dünya görüşüne sahip olan Atsız, Türk tarihini konu edindiği kitaplar yazdı, tarih araştırmaları yaptı.

1922’de girdiği Askerî Tıbbiye’den 1925 yılında atıldı. Daha sonra girdiği İstanbul Dârülfünûnu Edebiyat Fakültesi’nin Edebiyat Bölümü’nden 1930 yılında mezun oldu. Prof. Dr. Mehmet Fuad Köprülü’nün asistanı olarak fakültede çalışmaya başladı. Bu dönemden itibaren çeşitli dergiler çıkarmaya, yazılar yayınlamaya başladı. Asistanlıktan atıldıktan sonra çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı.

Anti-komünist söylemleri ile ön plana çıkmaya başladığı yıllarda, 1944’te dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’i komünistleri kollamakla itham eden mektubu üzerine Türkçü çevreler birçok şehirde anti-komünist gösteriler yaptı. Aynı yıl bakanlık tarafından öğretmenliğine son verildi.

‘Irkçılık-Turancılık Davası’ olarak bilinen davada yargılandı, 6 yıl 5 ay hapis cezası aldı. 18 ay kadar cezaevinde kalan Atsız, Yargıtay’ın bozma kararıyla serbest bırakıldı.

Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle öğretmenliğe geri döndüyse de verdiği bir konferans nedeniyle yeniden görevden alınarak daha önce çalıştığı Süleymaniye Kütüphanesi’ne tayin edildi.

Türkçüler Derneği başkanlığı da yapan Atsız, Orkun dergisinin başyazarlığını üstlendi, Ötüken dergisini yayımladı.

Adalet Partisi’nin politikalarını ırkçı söylemlerle eleştirince hakkında açılan dava sonucunda 18 ay hapis cezası aldı. 1973-74’te 45 gün cezaevinde yattı. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından cezası affedilince serbest bırakıldı. 1975 yılının son günlerinde geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.

Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmanlaşmıştı. Bu dönemi Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor adlı iki romanında ele aldı. Ayrıca Deli Kurt ve Ruh Adam romanlarını yazdı. II. Mahmut'tan Günümüze Kadar Osmanlı Hanedanı Tarihi adlı bir kitabı da bulunan Atsız'ın şiirleri Yolların Sonu adı ile basıldı.

Nihal Atsız

Nurşen ve Hüseyin Unan

1965, Bergama doğumlu Nurşen Unan ve 1961, Bergama doğumlu Hüseyin Unan, uzun yıllar sonra döndükleri Bergama'da, İstiklal Meydanı'nda Evin Şarküteri'yi çalıştırıyorlar. Nurşen Hanım'ın babasının, eski Cumhuriyet Sineması'nın tam karşısındaki bakkal dükkanını Soma Helvası ve çeşitli şekerlemelerin satıldığı bir dükkana dönüştüren çift, Bergama'da yaşıyor.

Nurşen Hanım, 9 Eylül Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü mezunu. Yazlık Şen Sineması'nı 1958 yılında kuran dört ortaktan biri olan Yeniceli Mehmet'in oğlu Hüseyin Bey ise Uludağ Üniversitesi İİBF Maliye Bölümü mezunu. 

Her ikisi de Halk Bankası emeklisi olan Unan çiftinin 1988 doğumlu, Selin adını verdikleri bir çocukları var.

Nurşen ve Hüseyin Unan. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
Nurşen ve Hüseyin Unan
Ogün Sarsılmaz

Ogün Sarsılmaz

Ogün Sarsılmaz. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

1966, Bergama doğumlu. Annesi Münevver Sarsılmaz, babası ise Cavit Sarsılmaz’dır.

 

Sinemacı Cavit’in sinemalarını işlettiği yıllarda babası ile birlikte sinemacılık yapan Ogün Sarsılmaz, babasının ölümünden sonra önce boya-badana işleri, daha sonra on dört yıl Asklepion’da turistik hediyelik eşya satışı yaptı. Hediyelik eşya satışına 2008’den bu yana Kızıl Avlu’da devam ediyor.

O

Onur Buldu

1982, Bergama doğumlu. Dersimli, ebe hemşire bir anne ile öğretmen bir babanın çocuğu olarak Bergama’da Kırcalar köyünde doğup, Ferizler köyünde büyüdü. Daha sonra bir süre Menemen’de yaşayan Onur Buldu, Dokuz Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.

İzmir Devlet Tiyatrosu'nda görev aldı ve Keşanlı Ali Destanı’nda oynadı. Daha sonra İstanbul'a yerleşen Buldu, birçok dizi ve sinema yapımında rol aldı. Güldür Güldür Show’un en sevilen oyuncuları arasında yer alıyor ve programda Bilal karakterini canlandırıyor.

Onur Buldu

Osman Aga (Sarsılmaz)

1891, Florina doğumlu. Selanik'ten Bergama'ya geldikten sonra, uzun yıllar mandıralarda çalıştı. Peynir pazarında satıcılık yaptı. Bergama'nın efsaneleşmiş sinema işletmecilerinden Cavit Sarsılmaz'ın babasıydı ve oğlu ile birlikte işlettikleri sinema salonlarıyla da yakından ilgilendi.

Yaş sırasına göre, Mihriban, Sami, Cavit, Nebahat ve Güngör adlı beş çocuğu vardı.

1966 yılında Bergama'da hayatını kaybetti.

Osman Aga

Osman Bayatlı

1892, Kırkağaç, Manisa doğumlu. Tam adı Osman Feyzi Bayatlı. İzmir Darü’l Muallimin Mektebi mezunu. 1923 yılında Bergama’ya, Gazipaşa Numune Mektebi’ne müdür olarak atandı. Daha sonra Çeşme’ye tayini çıkınca Bergama’dan ayrılmamak için öğretmenlikten istifa etti. 1936’da açılan Bergama Müzesi’ne müdür olarak atandı. 1958’e kadar bu görevi sürdürdü.

1934’te yeni açılan Bergama Halkevi’nin başkanlığını yaptı, 1944’te kurulan Bergama’yı Sevenler Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer aldı. 1937’deki ilk Kermes’ten itibaren uzun zaman düzenleme komitelerinde görev aldı.

Bergama ve köylerinin tarihini, folklorunu, şifalı otlarını ve yerel sanatını araştırdı ve neredeyse eksik bırakmadan kayıt altına aldıklarını 24 kitapta topladı. Farklı dönemlerde farklı kurumlar tarafından yayımlanan kitapları son olarak 2016 yılında Bergama Belediyesi tarafından birleştirilerek beş cilt halinde yayınlandı.

Osman Bayatlı, 1958 yılında Bergama’da hayatını kaybetti.

Osman Bayatlı

Osmanlı Arastası

Tarihi 14. yüzyıla dayanan arasta, Osmanlı Dönemi’nde kunduracılar, manifaturacılar, saraçlar gibi farklı loncaların bir araya gelmesiyle oluşmuş bir çarşıdır. Zaman içerisinde ticari faaliyetlerin daha kolay sürdürülmesi için han ve bedesten gibi birimlerin eklenmesiyle genişlemiştir. Günümüze ulaşan yapıların birçoğu, 19. yüzyıldan kalmadır. 2010’larda büyük ölçüde restore edilen arastada geleneksel ticaret büyük ölçüde devam etmekle birlikte yeni kuşak kafe ve çeşitli işletmelerin açılmasıyla çehresi değişmeye başlamıştır.

Osmanlı Arastası

Palamut ve Palamut Deposu

Türkiye’de 18 türünün yaşadığı meşe ağacının meyvesi olan palamut, eski çağlardan bu yana insanlar ve hayvanlar için zengin protein ve lif kaynağı olduğu için besin olarak kullanılır. Diğer yandan Sümerler’den günümüze dericilik ve boyacılıkta da kullanılan bir meyvedir. Özellikle içerdiği tanen maddesi (palamut özü) nedeniyle tabaklamada (sepileme), büyük baş hayvan derilerinin işlenmesinde kullanılır. 

Debbağhane ya da tabakhane denilen deri işleme tesisleri bol su gerektirdiğinden geçmişten bugüne çoğunlukla şehir içinden geçen dere kenarlarına kurulmuştur. Nitekim Bergama’nın meşhur tabakhaneleri de Selinos kıyısı boyunca sıralanmıştı. 1884 tarihli salnamede* “Bergama Kasabasının ortasından Debbağhane Çayı namında bir nehir geçer. Bu nehrin iki tarafında otuz beş Debbağhane vardır.” denilmektedir.

*(Salname, Osmanlı Devleti'nde resmî ve özel kurumlar tarafından bir sene boyunca gerçekleşen olayları topluca göstermek üzere hazırlanan raporlardır.)

 

1900’lerin ilk yıllarında debbağhanelerde ilkel yöntemlerle yarı işlenmiş hale getirilen deriler Avrupa'ya ihraç edilir ve orada işlendikten sonra büyük fiyat farkıyla geri dönerdi. Batı Anadolu ormanlarında bol miktarda yetişen ve içerdiği tanen maddesi nedeniyle derinin işlenmesinde kullanılan palamut, İzmir'in ihraç ürünleri arasında ilk sıralarda yer alırdı.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Palamut ve Palamut Deposu
P-R

Paşaoğlu Han (Paşaoğlu Oteli)

Paşaoğlu Han
Y%C3%BCcelTunca_Bergama_DSC03835_web_edi
Paşaoğlu Hanı. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

Paşaoğlu Hanı İstiklal Meydanı’nda, 474 ada, 83 parsel üzerinde bulunan ve Bergama Kültür Envanteri’nde yer alan bir oteldir. Bergama Tarihi ve Rehberi adlı Hausoulier ve Pontremoli’nin yazdıkları 1929’da basılmış kitapta Türk hanı olarak adı geçer. İki katlı, zemin katı kagir, üst katı ahşap olan binanın zaman içinde müdahaleler görmüş olduğu bilinmektedir.

Pierre de Paul

1920’lerde İzmir’deki birkaç sinemadan biri olan Pallas (daha çok bilinen adıyla Tayyare) Sineması'nın sahibi olan Pierre de Paul, ilerleyen yıllarda film dağıtımı işinde de Ege bölgesinin tanınan isimleri arasında yer aldı. Oğuz Makal’ın Tarih İçinde İzmir Sinemaları kitabında, Cemil Filmer’in Pierre de Paul’u, Türkiye’nin en eski sinemacılarından biri olarak andığından bahsedilir.

Pierre de Paul

Raşit Ürper

1949, Bergama doğumlu. Bergama Lisesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nde okudu. Aile şirketi olan Ürperler Şirketler Topluluğu’nun kurucularından biri oldu. 1983 yılında Anavatan Partisi Bergama İlçe Teşkilatı’nda aktif siyaset hayatına başladı. 2004 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi adayı olarak girdiği seçimleri kazanarak Bergama Belediye Başkanı oldu. Ürperler Şirketler Topluluğu’nun yönetim kurulunda görev yapıyor.

Raşit Ürper
R

Refik Güngör

1942, Bergama doğumlu. Bergama Endüstri Meslek Lisesi’nde okudu. Emekli ilkokul öğretmeni. 1988 yılında MEB’den emekli olduktan sonra 20 yıl boyunca sarraflık yaptı. Bir Zamanlar Bergama adlı kitabında 1950-70 yılları arasındaki Bergama’nın günlük hayatını anlatmıştır.

Refik Güngör

Rıfat Serdaroğlu

1948, Bergama doğumlu. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümü’nü bitirdi. 1977 yılında Bergama Belediye Başkanı seçildi.  19. ve 20. Dönem DYP milletvekilliği ve 21. Dönem İzmir ANAP milletvekilliği yaptı. 1993 yılında Tansu Çiller Hükümeti’nde Sağlık ve Devlet Bakanı olarak görev yaptı. 2002’de de ANAP’tan ayrıldı ve 2011’de Demokrat Parti kongresinde genel başkanlığa aday oldu ancak seçilemedi.

Çoban Ateşi Hareketi’ne liderlik yapan Serdaroğlu 2020 yılında Doğru Parti adıyla yeni bir parti kurdu.

Yeni Dünya Düzeni Büyük Ortadoğu ve Türkiye (2004); Murat Köylü, Zahide Uçar ve Levent Bulut ile birlikte kaleme aldıkları Darağacı (BOP) Türkiye-İran-Suriye (2012); Fetö’den Önce (2016) ve Fetö’den Sonra (2016) adlı kitapları bulunmaktadır.

Rıfat Serdaroğlu
Rumlar

Rumlar

Bergamalı Rumlar'ın kurduğu 'Genç Hanımlar Birliği: Rönesans'. 1920. Fotoğraf: BERKSAV-Belleten/20

Bergama’nın demografik yapısına ilişkin nitelikli veriler 19. yüzyıl sonrasına aittir. 1840 yılı temettuat defterinde Bergama kazası mahalleleri gayrimüslim ve Müslüman olarak birbirinden ayrılmış olarak sınıflandırılır. Müslüman olmayan nüfusun yaşadığı hane sayısı 298’dir. Bu hanelerin yaklaşık 200’ünde Rumlar yaşamaktadır ve bu hanelerin Saray, Mahalle-i Cedid ve Cami-i Kebir mahallelerinde olduğu anlaşılmaktadır.

Bergama Rumlarının nüfusu, 1908 tarihinde tüm gayrimüslimleri kapsayacak biçimde yapılan sayımda 15.102 olarak belirlenir. Gayrimüslim nüfusunun toplamda 16.566 olduğu 1908’de Müslüman nüfus 53.738’dir.

Dr. Georgios Nakracas’ın Anadolu ve Rum Göçmenlerin Kökeni isimli kitabının Bergama bahsinde, Atina Üniversitesi profesörlerinden Sotiriadis’in istatistiklerine dayanarak 1912 yılında Bergama kazasında 51.098 kişilik toplam nüfusun içinde 25.277 Helen, 1500 Ermeni ve 1000 Yahudi olduğu belirtilmektedir. 

Tamamını okumak için tıklayınız...

Rüsum

Sinema gişelerinden elde edilen kazançtan alınan rüsum vergisi, belediye tarafından toplanan, bilet kesilen her alanda uygulanan bir eğlence vergisi türüdür. Her bilet ücretinin yüzde 10'u rüsum vergisi olarak belediye tarafından toplanır. Bu verginin bir kısmı, toplayan belediyeye ve onun üzerinden Kültür Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı'na aktarılır.

Oldukça tartışmalı bir konu olan rüsum vergisi hakkındaki ayrıntılı bilgiye şuradan ulaşılabilir: http://www.kulturservisi.com/p/ikinci-bolum-sinema-desteklerinin-bilancosu/

Rüsum

Sefa Taşkın

1950, Bergama doğumlu. İlkokul ve ortaokulu Bergama’da, liseyi İzmir’de okudu. 1973 yılında ODTÜ’den inşaat mühendisi olarak mezun oldu. 1989’da SHP’den, 1994’te CHP’den Bergama Belediye Başkanı seçildi. 19. yüzyılın sonlarında Berlin’e taşınan Zeus Sunağı’nın Bergama’ya iadesi için 90’lı yıllarda yaptığı kampanyalar; aynı yıllarda Bergama’daki altın madenine karşı verdiği mücadele ile de tanınan Taşkın, Türk ve Yunan

Sefa Taşkın, Zeus Sunağı'nın Bergama'ya iade edilmesi için sürdürdüğü kampanya hakkında İzmir BB Meclisi'ne sunum yapıyor. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020

halkları arasında dostluğun ve barışın gelişmesi, kalıcı hale gelmesi konusunda yaptığı çalışmalar nedeniyle 1996 yılında Abdi İpekçi Barış Ödülü ile ödüllendirilmiştir. Araştırmacı ve yazar kimliği ile de bilinen Taşkın aynı zamanda zeytincilik yapmaktadır.

Sefa Taşkın günümüzde,1990'larda Bergama Belediye Başkanı iken başlattığı Zeus Sunağı'nın Bergama'ya iadesini talep eden kampanyasına, 'Taş Yerinde Ağırdır' başlığı ile devam ediyor.

Kitapları:

Sürgündeki Zeus, Pergamon Hümanizması, Kör Ozan Homeros, Ege Rüzgarları, Philemon ile baukis, Pergamon Kadınları, Bergama’da Abacıhan Sokak, Siyanürcü Ahtapot, Kına Rengiydi Deniz, Pembe Sardunya, Luviya-1, Luviya-2, Luviya-3

Sefa Taşkın
S-Ş

Selahattin Tural

1953, Of, Trabzon doğumlu. Sırasıyla, Bergama Zübeyde Hanım İlkokulu, Bergama Ortaokulu ve İzmir Atatürk Lisesi'nde okudu. Ardından 1978 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden mezun oldu. 1984 yılına kadar Bergama'da, sonrasında 1996 yılına kadar Salihli’de çalıştı. 1996-2011 yıları arası Konak Diş Hastanesi’nde çalışırken Karşıyaka'daki muayenehanesinde de çalışmayı sürdürdü. 2011 yılında emekli olduktan sonra da 2012-2017 arasında Dentekol Ağız Diş Sağlığı Merkezi’nde diş hekimliği yaptı. 2018 yılında çalışma hayatını sonlandırdı.

 

Kitapları:

Gâvur İmam - 2008, Başsaray Yayıncılık (İnceleme-Biyografi), Bergama Düşlerimin Şehri, İzmir Sevdam – 2010, Kanguru Yayınları (Anılar-Portreler), Sevda Yolu – 2018, Etki Yayınları (Roman)

Selahattin Tural

Selinos Çayı

Bergama Çayı olarak da bilinen çayın adının Helen dilinde ‘Maydanoz/Maydanozlu’ anlamına geldiği, Luvi dilinde ise ‘Güzel geçit-sel yer’ anlamına geldiği bilinmektedir. Kaynağı Kozak’ta bulunan Selinos, Kale Mahallesi’nin kıyısından; 2. veya 3. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Hadrianus tünelleri (Çift Bodrumlar/Musluk Köprüsü) de denilen antik tünellerin içinden geçerek Kestel Deresi ile birleşir ve Bakırçay’a karışır.

Selinos Çayı’nın 1842 yılında yağan yoğun yağmurda taşması büyük bir felakete neden olmuştur. Gece yarısından sonra Tekke Boğazı’ndan büyük bir gürültü ile gelen sular Kazancı Köprüsü’nü yıkmış, yıkılan köprünün taşları çifte bodrumları tıkayıp bir noktasından patlatmıştı. Evlerin, konakların, tabakhanelerin yıkılmasına yol açan selde can kaybının ne kadar olduğu bilinmemekle birlikte Osman Bayatlı’nın Bergama’da Yakın Tarih Olayları kitabında yer verdiği bir sözlü aktarıma göre sadece Çınarlı Sokak’taki bağlarda ağaçlara takılıp kalan üç yüz kadar cesetten bahsedilmektedir. Selinos’un taşmasıyla oluşan sel hakkında 28 kıtadan oluşan bir destan bulunmaktadır.

Selinos Çayı’nın şehirden geçen kısmı 900 m. kadardır. Selinos üzerinde, Çift Bodrumlar/Musluk Köprüsü dışında Selinos’un iki kıyısını bağlayan Tekkeboğazı, Ulucami, Tabak, Üçkemer ve 1842'deki selde yıkılan Kazancı köprüleri vardır.

Selinos Çayı ve Bergama. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Selinos Çayı ve Üç Kemer Köprüsü. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Selinos Çayı

Sertaç Özdalkıran

1987, Bergama doğumlu. Yeditepe Üniversitesi Bilişim Sistemleri Teknoloji Bölümü mezunu. Girişimci İnovasyon dalında yüksek lisans yapıyor.

 

Gökhan Güzeler ile birlikte 2020 yılı sonuna kadar Bergama Kültür Merkezi’ndeki SineGama’nın işletmecisi.

Sertaç Özdalkıran
Servet Ağırkaya

Servet Ağırkaya

Servet Ağırkaya, SineGama'nın makine dairesinde. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

1983, Bergama doğumlu. 2009 yılında sinema makinisti olarak çalışmaya başladı. 2017-20 arasında Bergama Kültür Merkezi’ndeki SineGama’da makinistlik yaptı.

Sesli Filmler

Lumiere Kardeşler’in Paris’te sinematograf ile yaptıkları ilk film gösterimine bir piyanistin canlı performans ile katılması, akan görüntüleri izlerken işitme duyusunun da uyarılmasına ihtiyaç duyulduğunu daha ilk günden gösteriyordu. Seyircilerin arasında bulunan ve oldukça gürültülü çalışan projeksiyonun sesini bastırma işlevini de unutmamak kaydıyla gösterim sırasında müziğe yer verilmesi ses olgusunun kısa zamanda sinemanın ayrılmaz parçası haline gelecek olmasının işaretiydi. Teknik sorunlar çözülene kadar piyanodan gramofona ve daha da ötesinde büyük orkestraların performansına ihtiyaç duyulacaktı. Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi örneğin İstanbul Pera’daki büyük sinema salonlarında orkestralar görev alacak, suare denilen gece gösterimlerinden önce konserler veren bu orkestralar film boyunca da duygu aktarımına katkıda bulunacak biçimde müzik yapmaya devam edeceklerdi. 

1928’de Taksim’deki Majik Sineması’nda Franz Liszt’in hayatını konu alan Macar Rapsodisi (Hanns Schwarz, 1912) filmi gösterilirken, film ile birlikte İstanbul’a getirilen ve filmde de rol almış olan Şandor Çigan Orkestrası, beyaz perdede göründükleri sahnelerde çalmaya başlıyorlardı. Onlar çalmaya başladığında ise Majik Sineması’nın kendi daimi orkestrası duruyordu. 

Tamamını okumak için tıklayınız...

Sesli Filmler

Sibel Akbaş

1963, Bergama doğumlu. Babası, Kermes Sineması’nın kurucusu ve işletmecisi Necati Biröz’dür. Emekli mali müşavir. Halkların Köprüsü Derneği aktivistlerinden biri olarak 2019 yılında Mülteci Film Festivali’nin düzenleme ekibinde yer almıştır.

Sibel Akbaş. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021
Sibel Akbaş

Sinema

Sinemanın temelini oluşturan görüntü kaydı ve kaydedilen görüntünün projeksiyonu, 19. yüzyılın son çeyreğinde farklı ülkelerden farklı mucitlerin, farklı teknikleriyle gelişim gösterir. Bu nedenle sinema tek bir mucidin icadı olarak anılmaz.

1888’de T. A. Edison ve W.K.L. Dickson’un geliştirdikleri ilk film kamerası Kinetograf ile elde edilen görüntüler, 1891’de yine Edison ve Dickson’un icadı ilk projeksiyon makinesi Kinetoskop ile izlenebilir hale gelmişti. Mucitlerinin patentini alıp seri üretimine geçtikleri aygıtın sadece bir kişinin tek gözüyle izlemesine olanak veren bir vizörü bulunmaktaydı ve yalnızca birkaç dakika süren filmler gösterilebilmekteydi. Bu dezavantaja rağmen Kinetoskoplar büyük heyecan yaratmış, özellikle ABD’de Kinetoskop salonları birbiri ardına açılmaya başlanmıştı.

Auguste ve Louis Lumiere Kardeşler’in geliştirdiği Sinematograf adlı aygıtın halkla buluşturulması ise pek çokları tarafından sinemanın başlangıç noktası olarak kabul edilir. 1895 yılında önce Societe d’Encouragement pour I’industrie National (Ulusal Sanayi Teşvik Topluluğu)’ın 200 üyesine, ardından Lyon’da yapılan Fotoğraf Kongresi katılımcılarına ve nihayet aynı yılın sonlarında 22 Aralık 1895’te Paris’teki Capucines Bulvarı’nda yer alan Grand Cafe-Salon Indien’de ücret ödeyen otuz üç kişiye yapılan Sinematograf gösterimleri bir rüyanın gerçekleştiğini, ‘canlı fotoğraf’ yani sinema çağının başladığını gösterir.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Lumierre Kardeşler'in ilk 'Sinematografi' gösterimlerine ait bir ilan. 1895
Sinema

Suat Gobi

1932, Bergama doğumlu. Karadut mevkiinde gazete bayiliği yaptı. Gobi Pansiyonu işletti.

 

2019 yılında Bergama’da hayatını kaybetti.

Suat Gobi

Süleyman Canoğlu

1961, Bergama doğumlu. Bergama’nın tanınmış terzilerinden ve beş dil (anadili Boşnakça, Yunanca, Almanca, Fransızca ve Türkçe) bilen Hasan Bey’in oğlu. Canoğlu Matbaası’nın sahibi. 9 yaşında Çağdaş Matbaası’nda başladığı mesleğine 1987 yılında kurduğu kendi matbaasında devam ediyor.

Süleyman Canoğlu. Fotoğraf: Yücel Tunca-2020
Süleyman Canoğlu

Şahin Asık

1987, Bergama doğumlu. Babası Ayhan Asık’tan 2011 yılında devraldığı kışlık Şen Sineması’nı işletiyor, makinistliğini yapıyor.

Şahin Asık
Ş
Şahin Asık, Şen Sineması'nın makine dairesindeki eski film makinelerinin bakımını yapmaya devam ediyor. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

Şeytankırı Mevkii

Hristiyan inancının kutsal kabul ettiği Yeni Ahit’in azizlerden Yuhanna’ya hitap edilen ‘Vahiy-2’ bölümünde, Şeytan’ın tahtının Bergama’da olduğu yazar: “Bergama’daki kilisenin meleğine yaz. İki ağızlı keskin kılıca sahip olan şöyle diyor: ‘Nerede yaşadığını biliyorum; Şeytan’ın tahtı oradadır. Yine de adıma sımsıkı bağlısın. Aranızda, Şeytan’ın yaşadığı yerde öldürülen sadık tanığım Antipa’nın günlerinde bile bana olan imanını yadsımadın.”

Hristiyanlar ‘Şeytanın tahtının’ Pergamon Akropolü’ndeki Zeus Sunağı (Zeus Tapınağı) olduğuna inanırlar. Hatta misyonerlerin kaleme aldıkları metinlerde Zeus Sunağı’nın yanı sıra Asklepion Sunağı ve Dionysos onuruna yapılmış olan kült de dahil edilerek bu tahtın kapsamı genişletilir.

 

Günümüzde Berlin Müzesi’nde sergilenen Zeus Sunağı, köşeli U biçiminde ve önden merdivenlerle avlusuna ulaşılan bir yapı olduğu için söz konusu taht benzetmesi, formuna uygun görünmektedir.

Bergama’nın Kale tepesinde Şeytan’ın Tahtı, Bakırçay üzerinde Şeytan Köprüsü ve Bergama’nın Bakırçay Ovası’na doğru uzanan eteklerinde de Şeytankırı adı verilen bir bölge bulunmaktadır.

 

Bergama’nın sosyal, kültürel ve tarımsal hayatında önemli bir yere sahip olan ‘bağlar’ın bulunduğu Şeytankırı, Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarından itibaren göçmenlerin yerleşimine açılmıştır. Gaziosmanpaşa Mahallesi mülteci mübadiller için Şeytankırı mevkiinde kurulmuştur. 1940’lardan sonra Bergama köylerinden gelip kente yerleşmek isteyenler ile ihtiyacı olan diğer ailelere, yine Şeytankırı mevkiinde düşük ücretlerle arsa satılarak yerleşmeleri sağlanmış, Atatürk ve Fevzipaşa mahalleleri bu şekilde kurulmuştur.

Şeytankırı Mevkii

Şükrü Uyar

1952, Bergama doğumlu. İş insanı. İnşaat ve madencilik gibi alanlarda faaliyet gösteren Uyarlar Şirketler Grubu’nun sahiplerinden.

Şükrü Uyar

Tan Gazetesi

Döneminin solcu, radikal ve nitelikli gazetesi olan Tan gazetesi, II. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru, yayın çizgisi ve yazarlarının bazı yazıları nedeniyle aleyhinde yapılan antikomünist bir propagandaya maruz kaldı. 4 Kasım 1945 yılında büyük bir provokasyon ile İstanbul’daki gazete binası on binlerce gösterici tarafından basıldı, bir dizi şiddet ve yağma olayı gerçekleşti. Tarihe Tan Olayı olarak geçen hadiseler sırasında sol görüşlü başka yayınevleri ve gazeteler de saldırıya uğradı. Bu olaylar sonrasında Tan gazetesi yayınını durdurmak zorunda kaldı. Devam etmekte olan sıkıyönetime karşın saldırganlar hakkında hiçbir yasal işlem yapılmaması, bir yargılamanın gerçekleşmemesi dönemin İsmet İnönü Hükûmeti'nin olaylardaki sorumluluğu konusunda yaygın bir kanaat gelişmesine sebep oldu.

Tan gazetesi. 11 Mayıs 1940.
Tan Gazetesi
T-Ü

Taş Plak (Gramophone Record)

İki tarafında da ses sinyalleri kaydedilmiş, 1890’lardan itibaren kullanılmaya başlanan en eski plak türüdür. İlk seri üretimi Almanya’da yapılmaya başlanmış, üretimi 1940'lı yıllara kadar devam etmiştir. Önceleri her bir yüzüne 3 dakikalık kayıt yapılabilen taş plaklar daha sonra 5 dakika kayıt yapılabilir hale getirilmiştir. Bazı türlerinin shellac diye bilinen bir reçine türü ve bunun üzerine eşit oranda sunta tozu, kâğıt ve pamuk/mukavva karışımı ile bal mumu eklenmesiyle elde edilen bir yapısı vardır. Bazı üretimlerde ise sıkıştırılmış kömür kullanılmıştır. Türkiye'de taş plak olarak anılan bu plaklar özellikle gramofon ve motoru 78,26 devri destekleyen pikaplar ile okunabilirken 1925’ten sonra devir düşürülmüş ve 77,92 hızı standart hale gelmiştir. Kırılgan yapıları nedeniyle, daha sonraki yıllarda üretimine başlanan plastik temelli 45 ve 33 devirli plaklar, taş plakların yerini almış, dijitalleşme dönemine kadar kasetler ile birlikte kullanılmıştır. Plakların günümüzde üretimi devam etmektedir. Analog ses kalitesinin dijital müzik çalarlardan elde edilenden daha performanslı olduğunu bilen kişiler tarafından halen tercih edilmektedir.

Taş Plak

Topçu Kışlası

19. yüzyılın başlarında büyük bir kısmı Rum Mezarlığı olan, bir tarafı Kızıl Avlu’ya yaslanan yaklaşık 50 dekarlık alanda kurulu eski askerî kışladır.

1940’ların sonlarına kadar katanalar tarafından çekilen topların ve atlı birliklerin bulunduğu garnizon bölgenin turizm potansiyeli nedeniyle kaldırılmadan önce, Selinos Çayı kıyısına yakın bölümde askeri koğuşlar, Akasya Park tarafında at ahırları, ağaçlı tepe üzerinde de yönetim binaları yer alıyordu.  Kışla yapılarının bir kısmı kısa süreliğine teknik okul olarak kullanıldı. Daha sonra yapıların tamamı yıkıldı ve kışla arazisini ikiye bölecek şekilde Kınık Caddesi açıldı. Boşaltılan bölgenin geniş kısmı Bergama Kermeslerinin yapıldığı bir mekân haline geldi. Alanda 1960’larda futbol maçları yapıldı.

Selinos Çayı’na ve eski tabakhanelere komşu olan eski kışla alanı Kültür Bakanlığı’nca 2017 yılında yatırım programına dahil edildi ve yeni Bergama Müzesi’nin burada kurulmasına karar verildi. 2019 yılında başlanan ve 2021 tarihi itibariyle sondaj kazılarının devam ettiği Topçu Kışlası alanında günümüzde kışlaya ait hiçbir yapı bulunmamaktadır.

Topçu Kışlası'nın havadan görünümü. Fotoğraf: BERKSAV-Belleten/20
Topçu Kışlası

Turabey Mahallesi

Bergama’nın aynı isimle 16. yüzyıldaki kayıtlarda da rastlanan en eski mahallelerinden biridir. 1573 tarihli temettuat defterinde kayıtlı 32 mahalleden biri olan Turabey Mahallesi, Bergamalı Yahudilerin 1940’ların sonlarına kadar yaşadıkları bölge olduğu için halk arasında Yahudi Mahallesi olarak bilinmektedir.

19. yy’ın sonlarında Balkan göçmenlerin de yerleşmeye başladığı mahalle genişlemeye ve nüfus olarak büyümeye başlamıştır. Yanık Konak ve Pamukçu İlkokulu gibi yaygın olarak bilinen kısımlarında biri halen çalışmakta olan iki sinemaya ev sahipliği de yapmış olan Turabey’in doğu sınırı Selinos Çayı’na, kuzey sınırı Osmanlı Arastası’na, güney sınırı ise Adnan Menderes Bulvarı'na yaslanır. Batısında ise Zafer Mahallesi bulunmaktadır.         

Turabey Mahallesi
Turabey Mahallesi. Halk arasındaki ismiyle Yahudi Mahallesi. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019
Turabey Mahallesi. Halk arasındaki ismiyle Yahudi Mahallesi. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019

Tüdanya

1966, Bergama doğumlu. Gerçek adı Hatice Döngü. Atmaca Mahallesi’ndeki dokuz çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu. Zor şartlar altında geçen bir çocukluk, çocuk yaşta yapmak zorunda bırakıldığı ilk evlilik ve 19 yaşındaki ikinci evliliğin sonrasında temizlik için gittiği bir gazinoda sesinin güzelliğiyle keşfedilmiştir.

Hatice Döngü, 1983 yılında Pırlanta Pavyonu’nda Tüdanya sahne adıyla Türk Sanat

Hatice Döngü'nün (Sahne adıyla Tüdanya) Seni Sevmeyen Ölsün adlı kaseti.

Müziği söylemeye başladı. Albümleri 2 milyon satışa ulaştı. İzmir Fuarı’nda 11 yıl aralıksız sahneye çıkan tek şarkıcı olma unvanını taşıyor. 1982-89 yılları arasında beş sinema filminde oynayan Tüdanya 2007 yılında geçirdiği trafik kazasından sonra sahne hayatını büyük ölçüde sonlandırdı. Tüdanya’nın 1983-2002 yılları arasında yaptığı 12 müzik albümü bulunuyor.

Tüdanya

Türk Ocağı

Türk Ocakları Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli din ve milliyetlerden meydana gelen kozmopolit yapısı içinde şekillenen Türk milliyetçiliğinin teşkilatlanması ile 1912 yılında kurulmuş etnik ayrımcı yapıda bir cemiyettir. Türkçülük düşüncesini yayacak ve yaşatacak bir derneğin kurulması ve adının da "Türk Ocağı" olması 1911'de kararlaştırılmıştır.

Derneğin kurucuları, Mehmed Emin (Yurdakul), Ahmed Ferit (Tek), Ağaoğlu Ahmet ve Askerî Tıbbiyelileri temsilen Fuat Sabit (Ağacık) idi.

Türk Ocağı İstanbul'daki merkezinde faaliyet gösterirken başta İzmir'de olmak üzere, belli başlı şehirlerde şubeler açtı. Şube sayısı 1919'da 35'e yükseldi ancak Türk Ocağı çalışmaları, Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde askıya alındı. Cumhuriyetin ilanından sonra açılan Ocaklar’ın sayısı, 1928 yılı başında 141'e ulaştı. 1927 yılında toplanan Türk Ocakları Kurultayı’nda, Türk Ocağı Yasası'nda değişiklik yapılarak dernek Cumhuriyet Halk Partisi ile ilişkilendirildi. CHP ile ilişkilenme dernek bileşenlerinde tepkiye neden oldu. Bunun üzerine Türk Ocakları CHP tarafından kapatıldı, yerlerine aydınlanmacı cumhuriyet anlayışını temsil eden Halkevleri kuruldu. 1931 yılında feshine karar verilen Türk Ocağı'nın mülkleri ve nakdi varlıkları Cumhuriyet Halk Partisi’ne devredildi.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Türk Ocağı
Günümüzde İlçe Halk Kütüphanesi olarak kullanılan Türk Ocağı binası. Fotoğraf: BERKSAV-Belleten/20

Ümmü Gülsüm

1898, Tamay ez-Zahayra, Mısır doğumlu. (Ö. 1975) Gerçek adı Fatıma bint İbrahim es-Seyyid el-Biltaci. Mısırlı Arap şarkıcı ve sinema oyuncusu. Mısır’da tüm zamanların en güzel sesli şarkıcısı ve Mısır’ın dördüncü piramiti olarak anılıyor.

1930’larda ülkesinin bir numaralı ses sanatçısı oldu. Hem halk tarafından hem de saray çevrelerinden büyük ilgi ve takdir gördü. Sesi erkek ile kadın sesi arasında bir ses olarak tanımlandı. Şarkılarda sesiyle yaptığı yorumlar eşsizdi. Bu nedenle okuduğu bir bestenin ne kadar sürede biteceği bilinemezdi. Her birinde değişik yerlere yaptığı vurgularla şekilden şekle soktuğu tekrarlamalar seyircisi tarafından bıkmadan dinlenirdi.

Başrol oynadığı altı filmle Mısır’ın dışında da, tüm Ortadoğu’da ve Türkiye’de bir fenomen haline gelmişti.

Ümmü Gülsüm
Ü
Yabets Sinagogu
Çapa 1

Yabets Sinagogu

Halk arasında kısaca Havra diye anılan Bergama Yabets Sinagogu Kınık Garajı’nın karşısında, eski Yahudi Mahallesi olarak bilinen Turabey Mahallesi’ndedir. Efrayim Bengiat tarafından babası İtsak Bengiat’ın ruhu için 1875 yılında inşa edilmiştir. 1948 yılında İsrail Devleti’nin kurulmasıyla birlikte Bergama’da yaşayan Yahudilerin büyük bir kısmının İsrail’e göç etmesiyle cemaati azalmış ve sonra sahipsiz kalmıştır. Sinagogun ek binaları sadece Musevilerin değil Bergama’nın Müslüman toplumunun da düğünlerini yaptığı bir mekân olarak uzun yıllar kullanılmıştır. Musevilerin Bergama’dan ayrılmasıyla atıl durumda kalan sinagog, bir süre depo olarak kullanılmış, 2000’li yılların başlarında çatısında çıkan yangın sonrası çöküp harap hale gelmiştir. 2010 yılında restorasyonuna başlanan sinagog, 11 Mayıs 2014 Pazar günü, dini bir törenle yeniden açılmıştır. Bergama Belediyesi’ne tahsis edilmiş olan ve üç ayrı yapıdan oluşan sinagogda zaman zaman kültürel etkinlikler yapılmaktadır.

Yahudiler

Bergama’daki Yahudilerin varlığının başlangıç tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanıyor olsa da günümüzde Bergama’da yaşayan Yahudi bulunmamaktadır.

Yahudilerin yerleşim alanı, Yahudi Mahallesi olarak da bilinen Turabey Mahallesi’dir. Bu mahallenin adının 16. yüzyıla kadar izini sürmek mümkündür. 1573 tarihli temettuat defterinde kayıtlı 32 mahalleden biridir. Bu tarihte yaklaşık 8 bin 600 olarak saptanan nüfusun 150 kadarı gayrimüslimdir. Fakat kayıtlarda detaya yer verilmemiştir. Bu dönemde canlı bir ticari faaliyete sahip olan kasabada Yahudilerin de yaşadığı tahmin edilmektedir. Zira bugünkü Kınık garajı karşısında yer alan havranın kitabesinin İspanyol İbranicesi ile yazılmış olması II. Bayezıd döneminde İspanya’dan kovulan Yahudilerin bir kısmının bu bölgeye yerleştirilmiş olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Bergamalı Yahudiler'in Alliance Isrelite Universelle Okulu. Bugün sadece kapı bölümü ayaktadır.
Yahudiler

Yahudi'nin Kahvesi

Yahudi'nin Kahvesi
Halen Yahudi'nin Kahvesi olarak da anılan kahvehane. Fotoğraf: Yücel Tunca-2021

İstiklal Meydanı’nda günümüzde de açık olan kahvehane 1940’larda Yakop isimli bir Yahudi tarafından işletildiği için halen Yahudi’nin Kahvesi olarak anılmaktadır.

Yılmaz Asık

1951, Bergama doğumlu. Yazlık Şen ve kışlık Yıldız sinemalarının işletmeciliğini yaptı. Eski yazlık Şen Sineması’nın da yer aldığı Barbaros Mahallesi’nin 2019-23 dönemi muhtarı.

Yılmaz Asık. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Yılmaz Asık

Yorgun Savaşçı

1979 yılında TRT için çekilen, yönetmenliğini Halit Refiğ'in üstlendiği dizi, Kemal Tahir'in aynı adlı eserinden televizyona uyarlanmıştır. Sekiz bölümlük dizide Can Gürzap, Meral Orhonsay, Atilla Tokatlı, Nevzat Okçugil, Muharrem Gürses ve Haluk Kurtoğlu gibi oyuncular rol almıştı.

40 milyon TL’lik o günün koşullarında oldukça yüksek bir bütçeye sahip olan dizinin, bazı bölümleri Bergama’da da yapılan çekimleri iki yıl sürdü. Çekimler devam ederken 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi gerçekleşti. Bu dönemde bir süre aksayan çekimler tamamlandıktan sonra darbeciler filmin yakılması gerektiğine hükmetti.

Tamamını okumak için tıklayınız...

Yorgun Savaşçı

Yunt Dağı

Antik Çağ coğrafyacısı Strabon'a göre, Yunt Dağları'nın en eski adı Aspordenon’dur. Hellenistik Dönem’de Pergamon Krallığı’nın egemenliği altında bulunan Yunt Dağları üzerinde, Kınık'ın Karadağ yöresinde, krallığın kurucusu Filetairos tarafından Kybele adına büyük bir tapınak yaptırılmıştır.

Yunt Dağları Ege'de, Aliağa'nın doğusunda, Bakırçay ve Gediz ırmaklarının arasında yer alan bir dağ sistemidir. Manisa'nın Soma ve Kırkağaç, İzmir'in Kınık ilçeleri ve kasabaları Yunt Dağları'nın kuzey eteklerinde bulunur. Bergama ilçesi de Yunt Dağları'nın büyük bir kısmını içine alır.

Bölgedeki köyler Yunt Dağı köyleri olarak bilinir. Türkmen ve Yörük aşiretleri tarafından kurulmuş köylerde, eski yaşamlarına ilişkin birçok özellik ve bu arada halı dokumacılığı da giderek azalsa da sürdürülmektedir.

Son yıllarda rüzgâr enerji santrallerinin (RES) işgali altında kalan Yunt Dağları, aynı zamanda Manisa-Aliağa ile İzmir-Çanakkale otoyolu ve Çandarlı Limanı inşaatlarının yarattığı tahribatla da gündeme gelmektedir.

Diğer yandan Yunt Dağı, Amerikalı bir madencilik şirketi olan Newmont’un son on yıldır göz diktiği bir alan olarak da biliniyor. Bergama altın madeni işletmesinin ilk sahibi olan ve daha sonra elindeki ruhsatları Koza'ya satan şirket bu defa Yunt Dağları’nda maden aramaya hazırlanıyor.

Newmont ile birlikte adı geçen bir şirket daha var. Onun adı da Kaz Dağları'ndan bilinen Fronteer. Şirket Yunt Dağı’nda yüksek sülfürlü bir altın yatağı olduğunu ileri sürüyor.

On binlerce ton siyanürün kullanılacağı, yer altı sularının hızla tüketileceği bu maden faaliyeti Yunt Dağı ve çevresindeki yaşamı sekteye uğratacağı için süreç çevreciler tarafından yakından takip ediliyor.

Yunt Dağı. Fotoğraf: Yücel Tunca-2016
Yunt Dağı

Yusuf Kayıhan Özçelik

1925, Bergama doğumlu. Bursa Askerî Lisesi ve Kara Harp Okulu’nu bitirdi. Emekli topçu albay. Ankara’da yaşıyor.

Yusuf Kayıhan Özçelik

Yüksel Simit

1964, Bergama doğumlu. Dededen itibaren kuruyemiş alanında çalışan bir aileden gelen ve Bergama’da markalaşan Yüksel Simit, Çerezci Yüksel ismiyle Atatürk Bulvarı üstündeki Bergama stat dükkânları arasında bir kuruyemişçi işletiyor.

Y%C3%BCcelTunca_Y%C3%BCksel%20Simit_DSC0
Yüksel Simit

Zerrin Sümer

1945, Sinop doğumlu. Tiyatro ve sinema oyuncusu. Pek çok kaynakta Bergama doğumlu olarak anılsa da kendisi bu bilginin hatalı olduğunu söylüyor.

Sinoplu bir ailenin çocuğu olan Zerrin Sümer, öğretmen ablası Beyhan Sümer’in tayini nedeniyle ortaokul yıllarında Bergama’ya geldi ve beş yıl Bergama’da yaşadı.

Bu kısa zaman dilimi Sümer’in geleceğini belirledi. Halk Eğitim Merkezi’ndeki kültür faaliyetlerine katılıp Şamil Kutlu ile tanışması hayatının dönüm noktası oldu. Vatan Yahut Silistre oyununun sahnelenmesine karar verildiğinde Zerrin Sümer seçmelere katıldı ve Zekiye rolünü aldı.

Ablasının sosyal ve kültürel bakışının, ilkokul günlerinde tiyatro izlemeye başlamasının ve küçük oyunlarda sahneye çıkmasının da katkılarıyla tiyatro sanatında ilerleme kararını aldı. Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdikten sonra Devlet Tiyatrosu’na girdi. Daha sonra özel tiyatrolara geçti. İlk olarak Ankara Meydan Sahnesi’nde oyunlara çıktı. 1996 yılında Beşiktaş Kültür Merkezi (BKM) oyuncuları arasına katıldı.

17 ayrı grupta 80’e yakın tiyatro oyunu ile 1976 yılından 2010’ların sonuna kadar 50 kadar TV dizisi ve sinema filminde rol aldı.

Zerrin Sümer
Z

Zeus Sunağı

Antik Pergamon’da Bergamalıların Galatlara karşı kazandıkları büyük zaferin anısına, Tanrılar Tanrısı olarak kabul edilen Zeus adına yapılmış Hellenistik Dönem’in en görkemli yapıtlarındandır. At nalı biçimindeki yapı Pergamon Akropolü’nde, 35,64 m genişlik ve 33,4 m derinliğinde inşa edilmiştir. Yapının ön tarafında bulunan merdivenler 20 m genişliğindedir.

II. Eumenes zamanında (MÖ 197-159) inşa edilen Zeus Sunağı, dönemin heykelcilik sanatının en güzel örneklerini sergilemektedir. Dış ve iç bölümlerinde yer alan mermer kaplama üzerindeki freskler sanat tarihinin en önemli yapıtları arasında sayılır. Dış cephe freskleri antik Hellen Dönemi’nin Olympos tanrıları ile devler (Gigantlar) arasındaki savaşı, iç alandaki freskler Pergamon'un kuruluş söylencesi olan Telefos söylencesini anlatır.

Zeus Sunağı’nın kalıntıları büyük ölçüde, 1860-1886 yılları arasında Alman Yol Mühendisi Carl Humman tarafından Almanya'ya götürülmüştür. Bugün bütün görkemleriyle Berlin'deki Pergamon Museum’da sergilenmektedir. 

Bir kısmı kaçırılarak, bir kısmı da Osmanlı yönetimi izniyle Berlin’e taşınan Zeus Sunağı’nın Bergama’ya iadesi için uzun zamandır uluslararası düzeyde kampanyalar ve eylemler düzenlenmektedir.

Pergamon Akropolü'ndeki Zeus Sunağı'nın temellerinin yer aldığı alan. Fotoğraf: Yücel Tunca-2018
Zeus Sunağı

Zeytinli Dede

Turabey Mahallesi’nin Yanık Konak mevkiinde, kışlık Şen Sineması’nın (eski kışlık Yıldız Sineması) bitişiğindedir. Derisinde hastalık olanların toprağından bir parça alarak sürdükleri, sokağa bakan cephesindeki nişte zeytinyağı ve mum yakıp dilek diledikleri kule gibi örülmüş türbenin tepesinde bir zeytin ağacı büyümüştür.

 

Kitabesi olmayan ve kimliği bilinmeyen mezarın eski Yahudi Mahallesi’nde yer alması nedeniyle bir aziz mezarı olabileceği düşünülmektedir. Türbenin adı, üzerinde bulunduğu sokağa da verilmiştir.

Yahudi Mahallesi'nde, Şen Sineması'nın bitişiğindeki Zeytinli Dede. Fotoğraf: Yücel Tunca-2019
Zeytinli Dede
bottom of page